Ben de ittirdim
Belediye seçimine daha beş aydan fazla var ama necip Türk matbuatı henüz hiçbiri açıklanmamış başkan adaylarına olağanüstü bir ilgi gösteriyor. Eh, soprano Montserrat Caballe'nin ölümüne ilgi...
Belediye seçimine daha beş aydan fazla var ama necip Türk matbuatı henüz hiçbiri açıklanmamış başkan adaylarına olağanüstü bir ilgi gösteriyor.
Eh, soprano Montserrat Caballe'nin ölümüne ilgi gösterecek değil ya.
Fakat ne hikmetse bir kasabanın başkan adayının şu ya da bu kişi olması, öbür kasabanın sakinlerinin hiç umurunda değil. Hangi partiden olduğu da umurunda değil.
Çünkü, adı üstünde, bu bir "yerel" seçimdir ve her il ya da ilçe kendi bacağından asılır.
Ama sonuçta "kelle hesabı" yapılacak ve "şu parti kazandı, bu parti kaybetti" şeklinde abes, yanlış ve yanıltıcı bir ahkâm kesilecektir.
Bendeniz size kimin kazanacağını da şimdiden söyleyeyim:
Kemal Kılıçdaroğlu!
Hazrete sorarsanız belediye seçiminin bir tek kaybedeni olacaktır, o da AKP'dir.
Koltuğunu mart ayından sonra da bırakmayacağına göre de, kazanan kendisidir.
Ama nisan ve mayıs aylarında muhalif basında "bu adamdan nasıl kurtuluruz" şeklinde yeni bir fırtınalar zinciri de bekleyiniz... Şimdilik susan Muharremciler, üçüncü yolcular, fabrika ayarcıları yeniden piyasaya çıkacaklardır.
Ebru Gündeş'in dediği gibi, fırtınalar koparsa kopsun, hazret CHP'nin değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez genel başkanıdır.
İnönü bile devrilmişti, o devrilmez.
Ne çıkar umuyorlarsa?
Örneğin, Mustafa Sarıgül reklamı yapanlar var.
İyi, ben de Cemil Topuzlu'yu öne sürseydim keşke, ya da Fahrettin Kerim'i...
Sarıgül'ün reklamının bu saatten sonra niçin yapıldığını bilmiyoruz.
Bilsek mahkemelik oluruz, onun için bilmemek en iyisi.
En çok da "Ali Koç'çulara" gülüyorum.
Cumhurbaşkanı adayı uyduramadık, İstanbul'a belediye başkanı adayı verelim...
Koç Holding'in basın yardakçıları çok didinmişlerdi...
"Ünlü bir ailenin ünlü bir üyesi" deyip geçiyor, Ali ya da Ömer diye isim belirtmeye de cesaret edemiyorlardı.
Onlar cesaretlerini toplayana kadar cumhurbaşkanlığı seçimi olup bitiverdi.
Evet, yanlış duymadınız, Nadiejda Krupskaya değil, Aleksandra Kollontai değil, Clara Zetkin değil, Inessa Armand değil, Vanessa Redgrave bile değil, Ümit Boyner...
İstanbul sermayesinin mümtaz şahsiyeti, CHP adayı.
Yakışır mı?
Vallahi de yakışır.
Ama burjuva değil de bürokrat bulunsa daha da yakışır. Eskiden olsaydı hani Afet İnan, Sabiha Gökçen, Küçük Ülkü falan denebilirdi de... Daha sonraları Mina Urgan, Türkan Saylan...
Ben size şimdi kendi gönlümdeki CHP adayını söyleyeyim:
Muazzez İlmiye Çığ!