Beyefendi olamam
Sabah Gazetesi Yazarı Engin Ardıç'ın bugünkü (24.11.2022)'' Beyefendi olamam'' başlıklı yazısı.
Bir ara sosyetede kızını "leydilik okuluna" gönderme modası vardı.
Bu okulun İsviçre'de olduğu söyleniyordu.
Kızlar baba parasıyla orada oturmayı kalkmayı, giyinmeyi, dans etmeyi, şarap içmeyi falan öğreniyorlardı.
Lakin bunların Türkiye'ye döndükleri zaman bulabilecekleri pek öyle "paralı beyefendi" yoktu ortalıkta...
Ya çulsuz entelektüel, ya zengin ayı vardı.
Şimdi uyanığın biri "beyefendilik okulu" açmış. Şimdiye kadar da 50 kişi katılmış.
Eğitim süresi 6 ay, okul ücreti de 1 milyon 140 bin papel.
Eyvah, eğitim alamayacağız, beyefendi olamayacağız.
Hem yaşım geçti, hem param yok.
Okulu açan vatandaş, özellikle sporcuların eğitimlerinin yarım kaldığını ve sosyal ortamlara uyum sağlamakta zorlandıklarını fark etmiş...
Gece kulübünde kızlara sulanmak falan olmayacak yani...
"Mozart" dedikleri zaman da "Yenir mi yenmez mi?" diye sormayacaksın.
Bizim üniversitede bir "Humanities" dersi vardı.
Amerikalı genç işadamlarının kokteyllerde falan hepten "gabi" kalmamaları için konulmuş bir genel kültür dersiydi. Ayaküstü bir konu açıldığı zaman iki laf da onlar edebilsinler. Mal gibi bakmasınlar.
Bu da ona benzedi.
Diksiyon, dil ve görgü kurallarıyla başlıyorlarmış.
Örneğin, "lan sevgilim" denmez.
Kadının eli "öper gibi" yapılır, yalanmaz. Dudağına yaklaştırıp bırakacaksın, yumulmayacaksın.
Arkadan cilt bakımı!