Bir avuç seyirciye
Gözlerime inanamıyordum, kendimi çimdikliyordum, "efsanevi" Berliner Ensemble tiyatrosundaydım! Perde arasında memişhaneye gittim, vay canına, Bertolt Brecht'le aynı yere işiyordum!...Eskiden vize kuyruğuna girilir, sınırda saatlerce...
Gözlerime inanamıyordum, kendimi çimdikliyordum, "efsanevi" Berliner Ensemble tiyatrosundaydım! Perde arasında memişhaneye gittim, vay canına, Bertolt Brecht'le aynı yere işiyordum!...
Eskiden vize kuyruğuna girilir, sınırda saatlerce beklenir, donunuza kadar aranırdınız, üzerinizdeki para sayılır, bir kısmı ölü eşek kurundan zorunlu bozdurulurdu... Geri dönmek için geceyarısından sonraya kalmak yasaktı... Sınır dediğim de duvar geçişi, ya Checkpoint Charlie ya da Bahnhof Friedrichstrasse.
Ben istasyondan yürüdüm, köprüden geçip sola döndüm, o kadar. Çünkü artık Doğu Almanya diye bir ülke yoktu. (Orada, tiyatronun hemen önünde bir lokanta vardır, yemekleri nefistir, giderseniz mutlaka uğrayınız: "Brasserie Ganymed"... Politbüro üyeleri muntazaman devam ederlermiş, Bertolt Brecht de oyun bitince eşi Helene Weigel ile takılırmış. Eski Doğu Berlin'in en fiyakalı lokantası.)