Birbirini öldüren köylüler
Sabah Gazetesi Yazarı Engin Ardıç'ın bugünkü (31.08.2022)''Birbirini öldüren köylüler'' başlıklı yazısı.
Kanıksandı. Daha da kötüsü, bağımlılık yaptı ve aranır oldu.
Televizyon haberlerinde "lumpen dalaşları"...
Semtler belli. Varoşlar belli.
"İstanbul" olarak geçen varoşlar.
Her akşam birkaç haberi garanti.
Ya kadın cinayeti, ya taşlı sopalı kavga, ya bıçak çekme, ya dükkân soygunu, ya gaz tüpüyle dalmaca... Hiç olmazsa cam çerçeve kırmaca...
Tabanca çok yaygın ama bıçak da kullanılıyor.
Bir de "yorgun mermi" var tabii.
Havaya ateş ederken merminin eğri çizip inişe geçmesi ve birisine saplanması...
Önceki gün gene dokuz yaşında bir çocuk ölmüş, bir düğünde...
Genellikle damadı vururlardı, geline bulaşmazlardı, demek ki şimdi davetliler de tehlikede.
Bir de "asker uğurlamaca" tabii.
Faşistler çocuğun askere gidip eğitim almasını ve düşmana saldırmasını bekleyemiyorlar, şenliği daha uğurlamada yaratıyorlar.
Gerçi vurulan Türk ama aldırmıyorlar.
Müthiş bir öfke dalgası, şehirliler pek de farkında olmadan yükseliyor.
Bu insanlar umutsuz, bu insanlar umarsız.
Paraları yok, eğitimleri yok, çoğu zaman işleri de yok.
Kafa da pek fazla çalışmıyor.
Öfke dolular, bunu nereye boşaltacaklarını kestiremiyorlar.
Şimdilik birbirlerine dalıyorlar.
Şalvarlı kadınlar... Tarladan kopalı yıllar olmuş ama gene de şalvarlı.
Sadrazam donu gibi uzun şortlu adamlar, kolsuz fanila, ayakta terlik.
Ayakkabı giyme aşamasına geçememişler, plastik terlik. Genellikle yeşildir.
Eskiden takunyayla gezerlerdi, yalnızca "malzeme" değişmiş.
Tıknaz, göbekli, pis sakallı.
Bu bir "prototip"...
Köylü lumpene dönüştü, bu kitle çok tehlikeli şekilde büyüdü.
Bakalım "vandalizm" ne zaman başlar?
Muhalefet bunlarla nasıl "helalleşecek", merak ederiz.
Nasıl "soğurulacak" bunlar, nasıl işçiye dönüştürülecek, daha da merak ederiz.
Bunlarla devrim yapacak arkadaşlara da bir yerimizle güleriz.