Bitpazarına yağan nur
Sabah Gazetesi Yazarı Engin Ardıç'ın bugünkü (25.05.2022)'' Bitpazarına yağan nur'' başlıklı yazısı.
Teknoloji gelişince "plak" ortadan kalktı, yerini "kaset" aldı.
Sonra o da ortadan kalktı, "disk" çıktı.
Şimdi CD de can çekişiyor, tıpkı DVD'nin de BluRay'in de can çekiştiği gibi.
Çünkü gençler beğendikleri bir müzik parçasını Youtube'dan bedava dinlemeyi tercih ediyorlar.
Film deseniz, Netflix, Prime, MUBI, GooglePlay, AppleTV, BluTV, gırla...
Gerçi oralarda gösterilen filmlerin yüzde 90'ı, hatta yüzde 95'i "moloz" ama kimin umurunda? Z kuşağının başka işi yok de Bergman koleksiyonu, Visconti koleksiyonu mu yapacak? (Buyur? Onlar kim ağabey?)
Uçan adam, karınca adam, yarasa adamla büyüyen çocuklarda mı sinema kültürü oluşacak?
Fakat hiç anlamadığım, son yıllarda gençlerdeki "eski usul plak" tutkusu...
78'lik olmasa bile, bildiğimiz 33'lük "longplay" geri geldi.
Tabii yanında da oynatıcısı... İğneli miğneli...
Yeni bir masraf, pazarlayana da yeni bir gelir kapısı.
Oğlum, yeni teknolojiyi bırakıp eski teknolojiye mi yöneliyorsunuz?
Bu akıllı işi midir?
Evladım o iğne cızırtı yapar, cızırtı...
Bir süre sonra o plak eskir, dinlenmez olur...
Biz bundan çok çekmiştik elli-altmış yıl önceleri. Bir de kırılgandı.
Eh, "scooter" modası da çıktı, madem eskilere dönüş var, niçin "at arabasını" denemiyorsunuz?
İlginç olurdu, bir sürü salak "takipçiniz" olurdu...
Sonuçta hayatınız "tık almak" üzerine kurulu değil midir?
Sonra işin rengi anlaşıldı:
Bu "retro" tutkusu bilinçli olarak yaratılmış!
Yapay bir moda...
CD ve DVD satışları foslayınca düşünmüşler, gençleri böyle keklemeye karar vermişler.