Böyle giderse gerek kalmayacak
Çok kişi "yüzde 50 artı 1" formülünü yanlış anlıyor. "Yüzde 50 artı yüzde 1" sanıyor. Oysa, "yüzde 50 oy artı 1 tek oy" demektir. Gene de tutturmak için "ittifak" gerekiyor... Bu tablo elbette muhalefeti de...
Çok kişi "yüzde 50 artı 1" formülünü yanlış anlıyor. "Yüzde 50 artı yüzde 1" sanıyor.
Oysa, "yüzde 50 oy artı 1 tek oy" demektir.
Gene de tutturmak için "ittifak" gerekiyor...
Bu tablo elbette muhalefeti de ittifaka itiyor, zaten bölünmüş olan memlekette bloklar "konsolide" oluyorlar.
Eski yıldızı artık fazla parlamayan yaşlı bir gazeteci durduk yerde ortaya bir laf attı:
"Önümüzdeki seçimlerde iki turlu ve yüzde 50 artı 1 çoğunluk gerektiren sistem yerine, tek tur ve basit çoğunlukla seçilme düzenlemesi gelebilir mi?" Yani ilk ve tek turda, bir aday yüzde 10 öbür aday yüzde 20 alsa, 20 alan doğrudan cumhurbaşkanı!...
Düşüne düşüne kendisi bulmuş.
"Beştepe'de yapılan bir çalışmayı yazmış değilim" dedi.
Fakat iktidara bir fikir de verdi.
"Fena fikir değil" diyen de çoktur herhalde.
Bu düzenleme, iktidar şansı olmayan İP, SP, HDP gibi küçük partilerin, hatta Babacan'ın bir türlü kurulamayan yeni partisinin "anahtar parti" olmalarını önler.
Artık esamileri okunmaz.
Böylece AK Parti ile CHP, Amerika'da olduğu gibi kalırlar iki başlarına...
İlk turda "yüzde 50 artı 1" aranacaksa, Tayyip Erdoğan, ama birinci ama ikinci turda büyük bir ihtimalle kazanır. Kaldı ki ikinci turda o formül de aranmıyor.
Tek turda basit çoğunluk aranacaksa kesinlikle hemen kazanır.
Bu da yeni bir referandum demektir.
İktidarın bunu göze alması için, faşist gazetenin ikide bir yazıp durduğu gibi kendini çok çaresiz hissetmesi gerekecektir...
İmamoğlu balonu böyle her yağmurda çamurda patlamaya devam etsin, yeni düzenlemelere falan gerek kalmayacaktır.
Öyle bir adam icat ettiler ki, kendi kalelerine gol attıklarının farkında değiller.
Yoksa farkındalar da daha şimdiden telaş mı başladı?
"Halk nasıl olsa unutur" diyorlar... Güvenceleri şimdilik bu.
Belediye reisi ve... kocası!
Clinton döneminde Amerikan komedyenleri şöyle bir espri yaparlardı:
"Hanımlar beyler... Şimdi huzurlarınızda Amerika Birleşik Devletleri Başkanı ve... kocası!" Bir arkadaş "İmamoğlu probleminin" çözümünü bulmuş.
Sayın Dilek İmamoğlu eşine "düş yakamdan da biraz işinin başına geç" diyecekmiş, "sabah şu evden bir çık da işine git"... Başkan da çalışmaya koyulacakmış.
"Biz bu adamın reklamını yapmakla halt ettik" yazsa bu sefer de müdürü bozulacak.
Meral Hanım'a yattılar, tutmadı, İmamoğlu'na abandılar, fos çıktı, işleri çok zor.