Çantada keklik değil karga
Sabah Gazetesi Yazarı Engin Ardıç’ın bugünkü (02.03.2022)’’ Çantada keklik değil karga‘’ başlıklı yazısı.
Deniz Baykal halka inmenin yolunu kendince bulmuştu: Kurultayda sahneye ışıklar ve dumanlar içinde, hoplayıp zıplayarak çıkıyordu... O günlerin gözde şarkıcısı Ricky Martin gibi...
Ricky Martin'in eşcinsel olduğu açıklanınca sanırım üzülmüştür.
Bunlar sahneye "Devlerin Aşkı", "Oy Asiye" ve "Gülpembe" şarkıları eşliğinde çıkmışlar. Herkesin kalitesi kendine.
Liderler... Gültekin Uysal diye bir adam var, o da kendince bir lidermiş...
Ne ki, tören, Ukrayna savaşının patırtısı arasında davulcu hapşırığı gibi gürültüye gitti...
Hain Putin, insan saldırmak için hiç olmazsa 28 Şubat'ın geçmesini bekler.
Maske varmış, mesafe yokmuş...
Ama misafir de var, amigolar "kimler davetliydi" diye uzun uzun anlatıyorlar.
Gözler Serenay ile Şeyma'yı arıyor. Bir de Rita Fink olacaktı yahu...
Öyle ya, güçlendirilmiş parlamenter sistem dedikleri aslında "retro"...
Hani plakçıların "oldies but goldies" diye sattıkları...
Baksanıza, cumhurbaşkanı 7 yıllığına seçiliyor...
Hükümet, Meclis sıralarından oluşturuluyor...
Başbakan da Meclis üyesi...
Gensoru da var... Yepyeni bir sistem.
Cumhurbaşkanı tarafsız... Celal Bayar kadar, Turgut Özal kadar, Süleyman Demirel kadar, hatta Ahmet Necdet Sezer kadar tarafsız!
Atatürk kadar, İnönü kadar "nötr"...
Fakat halk tarafından seçiliyor!
Bu demektir ki her seferinde Recep Tayyip Erdoğan seçiliyor.
"Görevi sona eren cumhurbaşkanı aktif siyasette görev alamayacak"...
Anayasa ve insan haklarına aykırı!
Çoklu baro uygulamasına son veriliyor...
Yani büyük şehirlerin barolarının CHP eğilimli avukatların elinde kalması sağlanıyor.
Bir de, seçim barajı yüzde 3'e iniyor.
Böylece Temel Reis'in Meclis'e girmesi sağlanıyor ama Davutoğlu ile Babacan'ı bu da kurtarmaz!
Yüzde 3 barajıyla parlamentoya birçok parti doluşması yani parlamentonun zayıflaması "güçlendirilmiş sistem" adı altında