Ceketle de oluyormuş

Meclis toplandı ve "tezkere" geçti... Sanki geçmeme ihtimali varmış gibi... Sanki hükümetin tam otuz yedi gün daha sınır dışına asker gönderme yetkisi yokmuş ve meclis bu bir yıllık "yetki tazelemesini"...

Meclis toplandı ve "tezkere" geçti...
Sanki geçmeme ihtimali varmış gibi...
Sanki hükümetin tam otuz yedi gün daha sınır dışına asker gönderme yetkisi yokmuş ve meclis bu bir yıllık "yetki tazelemesini" önümüzdeki ay, yani "olağan" toplantısında yapamazmış gibi...
Neyse, bu siyasi bir gövde gösterisidir. İyi de olmuştur.
Konuşmalar da yirmi dakikayla sınırlı: Bıraksalar HDP üç buçuk saat dil dökecek, CHP de sözü mutlaka bir yolunu bulup fındığa mındığa getirecek...
Meclis toplantısında "yeni içtüzük" uygulandı.
Meclis başkanı frak giymedi, koyu renk takım elbise giydi.
Meclis görevlileri de "yeşil yakalı, yeşil kol manşetli ve pantalonu yeşil şeritli siyah takım elbise" giymişler. Hımm, bunda bir "gericilik" mi aramalı yoksa? Niçin yeşil de kırmızı değil?
Sonuçta fena mı oldu? "Batılılık" elimizden mi gitti? Ne kaybedildi?
Ellili yıllarda Akbaba dergisinde "politikacı" tipi "ceketi kuyruklu ve silindir şapkalı" çizilirdi. (Cafer Zorlu, Nehar Tüblek, o yılların gözde karikatürcülerinin hepsi.)
Artık çizilmeyecek, çizilse de kimse anlamayacak.
Çünkü bu giyim tarzı çok eskilerde kalmıştır, "jaketatay", "plastron" falan gibi. Ve de artık gülünçtür (sanki eskiden gülünç değilmiş gibi.)
Birkaç ahmak itiraz edecek oldu, hükümetin her yaptığına ille karşı çıkmış olmak için, onları kimse dinlemedi. "Çok tartışılan" diyorlar, emekli memur gazetelerinden başka kimse tartışmadı.
Onlar Atatürk'e benzemek için "baklavalı kazak" falan da giyerler, hediyesi doksan beş lira.
Fakat o kazak ille siyah-beyazdır, çünkü otuzlu yılların fotoğraflarından baklavaların rengini kestirmek mümkün değildir!
Biz, Atatürk'e benzemek için askeri manevralarda "avcı ceket, kasket ve golf pantalon" giyen, elini de göğüs cebine sokan cumhurbaşkanı da görmüştük...
Bir kalıyordu saçlarını sarıya boyatması, ama o kadarına cesaret edememişti herhalde.
Hani seksenli yıllarda Kenan Evren için çıkarılan gırgırlarda derlerdi ya: Evren eşinin ölümünden sonra yeniden evlenmek istiyormuş fakat mutlaka adı Latife olan bir hanım arıyormuş... Evren ölüm döşeğindeymiş, demiş ki "ne olur siroz yaz doktor!"... Bunun gibi.
Üst tarafı geleneksel Babıali zevzekliğidir, kakarakukaradır:
Vekiller birbirlerine sarılarak hasret gidermişler...
"Selfie" çekmişler, "sosyal medyada" paylaşmışlar...
Salona ilk lider olarak Devlet Bahçeli girmiş...
Binali Yıldırım AKP sıralarından, Kemal Kılıçdaroğlu da CHP sıralarından alkışlarla karşılanmış...
Kahraman, Yıldırım, Bahçeli ve Kılıçdaroğlu toplantıdan sonra çay içip sohbet etmişler...
Çok sayıda milletvekili de oturumdan sonra dağılmamış, kulislerde Fenerbahçe- Beşiktaş maçını seyretmiş...
Vay be, neler olmuş!

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Utanmıyor musunuz? 01 Nisan 2023 | 3.525 Okunma Dağ nerede, fare nasıl? 31 Mart 2023 | 3.281 Okunma Alafortanfonik gelismeler 30 Mart 2023 | 1.227 Okunma Yoksun oğlum sen 29 Mart 2023 | 1.857 Okunma Var biraz da sen oyalan 27 Mart 2023 | 1.166 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar