Direneceğiz
Hiçkimse "dolar çıkarsa Erdoğan gider" gibi ham hayallere kapılmasın. Seçim, eğer yeni bir "erken" kararı çıkmazsa, 24 Haziran 2023'te yapılacaktır. Ya da ona en yakın hangi gün pazara denk...
Hiçkimse "dolar çıkarsa Erdoğan gider" gibi ham hayallere kapılmasın.
Seçim, eğer yeni bir "erken" kararı çıkmazsa, 24 Haziran 2023'te yapılacaktır. Ya da ona en yakın hangi gün pazara denk düşüyorsa.
Dolar üç liraya da düşse yirmi üç liraya da çıksa, Erdoğan o güne kadar devlet başkanıdır.
İktidar ondadır. Hükümet de onun "işleri tedvire memur ettiği" yardımcılardan ibarettir. Mecliste hükümeti sıkıştırmak, sarsmak, devirmek gibi girişimler artık mümkün değildir.
Bir kere, bunu kafamıza koyalım.
Battık diye yırtınan faşist yazarlar da koysunlar, boşuna uğraşıyorlar.
Bu da bazı kişilere iyi bir ders olur, "dolar kazanmadığı halde dolarla ev kiralamak" gibi şımarıklıklardan vazgeçerler. Dolarla Gürcü dadı ya da hizmetçi tutmak gibi "sosyetik" uçuşlar da sosyeteye münhasır kalır.
Yorgan kısaldı, ayaklarınızı toplayınız.
Her şeye zam gelecektir tabii.
Çok açıldığı için batanlar da olacaktır. Bedia Muvahhit'in Zeki Müren'e dediği gibi, delik büyük olursa su alırsın.
Ama Türkiye batmayacaktır. 2001 krizinde batmadı, şimdi de batmaz.
Bu Trump denilen herif de iki yıl sonra gidecektir.
ABD'nin tavrı, yeni gelecek başkanla belki "kibarlaşacak" ama temelde değişmeyecektir.
Çünkü Türkiye, ABD'nin yetmiş yıldır ona çizdiği çerçeveden çıkmaktadır.
Ama Türkiye o eski "munis" Türkiye değildir.
Çünkü başında çapsız kasaba politikacısı değil, "halkın lideri" var.
Türkiye artık silah ambargosuna da direnecek güçtedir, daha doğrusu "dirayettedir"...
Alternatif yoktu, şimdi vardır. Rusya artık düşman değil dosttur.
"Şunu serbest bırakın, bu kanunu kaldırın, filancanın yakasından düşün de dolar düşsün" tehdidi ancak vatan hainlerini etkiliyor. Onlara da tükürmeyiz bile.
Yok canım.
Nasıl Avrupa Birliği'yle "girmek isterim ama istemem" şeklinde bir tiyatro oynanıyorsa, NATO'yla da "çıktım ama çıkmadım" komedisi sergilenir...
Yeni bir dünya kurulur, Türkiye orada usul usul yerini alır. Gürültüyle değil, yavaş yavaş.
Şu anda henüz almıyorsa, o yeni dünya henüz kurulamadığı, doğum sancıları çekildiği içindir. Rusya ve Çin'in bu doğumu başarıp başaramayacağını önce bir görmemiz gerekiyor.
Korkmayın. Türkiye en umutsuz durumlardan başını dik tutarak çıkmayı bilmiştir.
İnanmıyorsanız bir 1918 yılına bir de 1923 yılına bakınız.