Günün geyiği
Bir CHP milletvekili "hükümetin tarım politikasını eleştirmek için" mecliste basın toplantısı yapmış, toplantıya sırtında "kepenekle" gelmiş.Fakat nedense yanına kavalını almamış.Çoban...
Bir CHP milletvekili "hükümetin tarım politikasını eleştirmek için" mecliste basın toplantısı yapmış, toplantıya sırtında "kepenekle" gelmiş.
Fakat nedense yanına kavalını almamış.
Çoban kılığı.
Bunlar ailece çobanlık yaparlarmış, hem de üç yüz yıldır. O kepenek de bir aile yadigarıymış.
Bu çoban ailesinin "soykütüğü" bile varmış.
Bir de dağdaki çobanın oyu mankenle bir olur mu derler, manken kızın şeceresi kaç yıla kadar geri gidebiliyor?
Çobanlar dürüstlük örneği insanlarmış, öyle demiş.
Şimdi sıra, Atatürk'ün çobanlarla ilgili bir demecini arayıp bulup çıkarmaktadır.
Örneğin "Türk çobanı en asil duyguların insanıdır"... Ya da İnönü'nün "ben çobanın zeki, ahlaklı ve CHP'ye oy verenini severim" gibilerden bir vecizesi var mıdır?
Hükümetin tarım politikasında eleştirilecek ne varmış, orasını pek anlayamadık ama bunu haber diye veren muhalif gazete öyle diyorsa öyledir.
Eskiden "hayat pahalılığını protesto etmek için" kürsüye pırasa, soğan, patates çıkaranlar vardı.
Pırasayı iktidar sıralarına doğru eşek üzengisi gibi sallayınca tarım ürünlerinin fiyatları zıp diye düşüyordu... Etkili muhalefet dediğin de böyle olurdu.
Bu protesto şekli yaygınlaştırılmalıdır, çünkü Osmanlı'da geleneği vardır.
Eskiden İstanbul esnafı Sultanahmet'ten aşağı kıvrılıp Gülhane'den Sirkeci'ye doğru katar katar geçit yapar, padişah da Alay Köşkü'nden onları seyrederdi...
Alay geçidinde esnaf kendi iş kılığıyla yer alır ve padişahın önünden geçerken kendi uğraş alanının belirleyici hareketlerini yapardı...
Örneğin hamamcı esnafı, yani tellaklar, birbirlerine sabun sürerek ve kese atarak geçerlerdi!