Hadi hayırlı ölümler
Sabah Gazetesi Yazarı Engin Ardıç'ın bugünkü (31.03.2022)''Hadi hayırlı ölümler'' başlıklı yazısı.
Kendimi bildim bileli duyarım: Günün birinde İstanbul trafiği öyle içinden çıkılmaz bir hale gelecek ki, herkes arabasını olduğu yerde bırakıp gidecek!
Hep yaklaşıyoruz ama o gün bir türlü gelmiyor.
Acaba gerçekten gelir mi?
Hani kar bastırınca yaşananlar gibi...
İstanbul trafiğine son bir yılda 247 bin 415 araç eklenmiş.
Millet aç ya... Ondan herhalde.
Manda yoğurdu yiyemeyen halkımız o parayla araba alıyor olmalı.
Böylece İstanbul'un toplam motorlu araç sayısı 4 milyon 688 bin olmuş.
Aşağı yukarı her dört kişiye bir tane...
Canım, bunların 3 milyonu otomobil, 96 bini minibüs, 37 bini otobüs, 747 bini kamyonet, 437 bini de motosiklet.
Otomobil sayısı amansızca üstün. Her beş kişiye bir adet.
Parasızlıktan olmalı.
Havadaki "partikül" sayısı da artıyor tabii...
O kadar ki, birtakım uzmanlar "Durakta otobüs bekleyenler maske taksınlar" demişler.
Pandemi maskesi değil, "kalıcı" maske...
Çözüm nedir?
Çözüm yoktur.
İstanbul bir canavardır.
Canavarla baş edilemez.
Yeşile saldırdıkça, orman içlerine yeni yeni siteler domaltıldıkça bunlara yeni yeni yollar da yapılacak, bir süre geçici bir rahatlama sağlanacaktır.
Burjuvazi kendince bir çözüm buldu, kuzeye kaçıyor. Fakat bu yeni sitelerin, bu uydu kentlerin "ömrü" de ortalama beş yıl.
"Asude" diye gittiğin belde ortalama beş yıl sonra "çekilmez" hale geliyor.