Hadi yürüyün
Doğan'ın askerleri ve "şimdilik" Demirören'e çalışan ama aslında gönlü Aydın Bey'in kesesinde olan uşaklar, CHP'yi, ne yapıp edip, öyle ya da böyle, bir koalisyona sokmak için...
Doğan'ın askerleri ve "şimdilik" Demirören'e çalışan ama aslında gönlü Aydın Bey'in kesesinde olan uşaklar, CHP'yi, ne yapıp edip, öyle ya da böyle, bir koalisyona sokmak için yırtınıyorlar, çatlıyorlar, çırpınıyorlar, didiniyorlar...
Şununla da olur bununla da, yeter ki önceleri yerden yere vurdukları Kılıçdaroğlu kapağı bir şekilde bir hükümete atsın.
Daha doğrusu, öyle ya da böyle bir koalisyon kurulsun ki AKP'nin eli kolu bağlansın. Bu arada İstanbul sermayesi rahat bir nefes alsın, bizim patron da ticaretine baksın, elbette bir çorba parası da bize düşer.
Eh, hele bir de "zinde kuvvetler" ortaya çıkıp "karşıdevrimci gidişe dur demeye"kalksalardı...
Vallahi "Atatürkçü reformlar" bile "sür'atle tahakkuk" ettirilebilirdi!
Devlet Bahçeli, çok kimse sevmez ama, onların (muhalif gazetecilerin) toplamından çok daha aklı başında bir adam.
Bir kere, Kılıçdaroğlu ve tayfasının "ne olur elimizden tutun, kurtarın bizi" çığlıklarına"höt" dedi.
Sonra bakın lafın arkasını nasıl getirdi:
"Birinci koalisyon modeli AKP-HDP... Bu hükümete güven oyu vermem ama millet iradesinin getirmiş olduğu tablodan bir koalisyon çıkarmak istiyorsanız, koalisyonların uyumlu olması lazım. Ortak hedefler noktasında buluşabilecekleri bir görüş çoğunluğu olması lazım.
Bu oyunu AKP ile HDP oynuyor."