Hamşolar arasında
Sabah Gazetesi Yazarı Engin Ardıç'ın bugünkü (06.03.2022)'' Hamşolar arasında'' başlıklı yazısı.
Bu ülkede "seçmeli ders" kavramının da suyu çıkarıldı. Hem de ODTÜ gibi "seçkin" olduğu varsayılan bir okulda.
İhtiyaç duymadıkları seçmeli dersleri alıyorlarmış, böylece yer kapatıp para karşılığı başkasına devrediyorlarmış. Hem de dolar cinsinden! AA ya da BA alınması garanti derslerde bu ücret 110 dolarmış, daha "kofti" derslerde 75 dolara kadar düşüyormuş...
Çünkü kontenjan var ve çabucak doluveriyor.
Hey gidi anlı şanlı ODTÜ... Deniz Gezmiş'lerin döneminden, elli yılda nereden nereye...
Bizim zamanımızda... Seçmeli dersler gene hor görülürlerdi ama hiç olmazsa parayla alınıp satılmazlardı.
Boğaziçi'nde rahmetli Ali Alparslan'dan seçmeli Osmanlıca dersi almış ve çok faydasını görmüştüm.
Buna karşılık aramızda "yazı" ile "dil"i ayırt edemeyen, her gördüğü eski yazıyı Kur'an-ı Kerim sanan hamşolar dolaşıyorlardı...
Daha sonraları, "Harbiye Nezaret-i Celilesi" yazısını Kelime-i Tevhid sananlar da gördük. Eski yazıydı ya...
Bir yakınım anlatmıştı: Beşiktaş'ta komşularının boşalttığı evde gezinirken eski yazıyla bir kitap görmüş.
Alıp eve getirmiş. Bir kız arkadaşı da yanında. Kız çok heyecanlanmış, başını örtmüş. Kur'an sanmışlar.
Rahmetli babası kitaba bir bakmış, bir kahkaha atmış.
Meğerse kitap Reşat Nuri'nin ünlü "Çalıkuşu" romanıymış!
Ama desenize, bir "meşrutiyet öğretmeni" olan ve aşk acısıyla İstanbul'dan uzaklaşıp Anadolu'ya giden Feride'yi bir "cumhuriyet kızı" sanan hamşo da çoktur.
Çünkü okumamıştır, okusa da düşünmemiştir.
Bu ülkede, 31 Mart olayını 31 Mart'ta kınamaya kalkanlar da vardır.
Bu pek sıkı cumhuriyetçiler, daha "rumi" takvim ile "miladi" takvim arasındaki farkı bilmezler ve 31 Mart'ı ille de protesto etmek istiyorlarsa bunu 13 Nisan'da yapmaları gerektiğini düşünemezler.
31 Mart'ın cumhuriyetle ne ilgisi varsa...
Bu da, temelde yalnızca İttihatçı olduklarını kanıtlayan örneklerden biridir.