Hay canını albızlar alası
Sabah Gazetesi Yazarı Engin Ardıç’ın bugünkü (03.03.2022)’’ Hay canını albızlar alası‘’ başlıklı yazısı.
Propaganda yapıyorsan bunu eşekçe yapmayacaksın.
Reklamcılıkta şöyle bir kural vardır:
"Bir ayağın hep yerde olacak, öbür ayağınla istediğin kadar uçabilirsin."
Diyorlar ki Putin paranoyakmış... Eh, Stalin de öyleydi.
Macron'u ve başkalarını upuzun masanın taa öbür ucuna oturtması "koronavirüs korkusundan" kaynaklanıyormuş, demek ki onda paranoya varmış.
Herkese uzak duruyormuş, bu da onun "karar alma yeteneğini" etkilemişmiş.
Enseye tokat olsa en doğru kararları alacak...
Zelenski'ye şöyle bir sarılıp öpse, belki adama içi ısınacaktı...
Öte yandan, koronavirüse yakalanmış olması ihtimali de varmış.
Bu da onun "akli melekelerini" etkilemiş olabilirmiş.
Bu gibi durumlarda insanın beyninde bir "sis" oluşurmuş da ondan.
Ateş yok, öksürük yok, ağrı sızı yok, sis var.
Gitgide içine kapanmış... Eh, Hitler de öyleydi.
Bir nükleer saldırıdan o kadar korkuyormuş ki, ailesini Altay Dağları'nda yüksek teknolojiyle donatılmış bir yeraltı sığınağına göndermiş.
Asıl şimdi sıkı durun:
Gizli bir sağlık sorunu varmış, bunun tedavisi için de bir "şaman ayini" düzenlemiş!
Bu ayinde bir "siyah kurt" kurban edilmiş!
Bu kurdun kanına batırılmış beyaz bir kumaş parçası yakılmış...
Bu alevlerin içinde de "siyah bir kuzgun" görünmüş...
Bu da "büyük bir başarının" habercisiymiş.
Putin de bunun üzerine Ukrayna'ya bastırmış.
KGB'nin eski Doğu Almanya bölge müdürü yapıyor bunu...
Onu bilmem ama bunları iddia eden Rus dangalağı geçen hafta gözaltına alınmış.
İyi olmuş.