İkiyüzlüye tokat
Oturdum, "salim kafayla" Erşan Kuneri dizisini bir kere daha baştan sona seyrettim. Küfürlere kızmaktan asıl meseleyi atlamışız. Cem Yılmaz, bu dizide, eski Türk sinemasının birbirinden pespaye, birbirinden ilkel örneklerini...
Oturdum, "salim kafayla" Erşan Kuneri dizisini bir kere daha baştan sona seyrettim.
Küfürlere kızmaktan asıl meseleyi atlamışız.
Cem Yılmaz, bu dizide, eski Türk sinemasının birbirinden pespaye, birbirinden ilkel örneklerini yerden yere vuruyor.
Yerden göğe kadar da haklıdır. Yeşilçam, yıllar boyu binlerce ve binlerce "kurdele" üretmesine rağmen ortaya "Susuz Yaz"dan başka iyi film çıkaramamıştır.
Son sekansını çöpe atmak şartıyla "Üç Arkadaş" diyeceksiniz, o da Charlie Chaplin'den tornistandır.
Cem Yılmaz, sekizinci sınıf "yapımcı ve yönetmen" Erşan Kuneri ve onun sefil "ekibi" vasıtasıyla, çeşitli film türlerini makaraya sarmış:
Tarihi serüven, korku, bilimkurgu, polisiye, arabesk, devrimci köy...