İsterük
Bakırköy'e "mega" yat limanı yapacaklarmış.Gerçi "benim emekçi halkım hayatında deniz mi görmüş" diyenler de var ama..."Benim emekçi halkım Almanya'ya telefon mu edecek" diyenler vardı, sekiz milyon köylü...
Bakırköy'e "mega" yat limanı yapacaklarmış.
Gerçi "benim emekçi halkım hayatında deniz mi görmüş" diyenler de var ama...
"Benim emekçi halkım Almanya'ya telefon mu edecek" diyenler vardı, sekiz milyon köylü telefona sarıldı. "Benim emekçi halkım uçağa mı binecek" diyenler vardı, beş milyon köylü bindi. Türk solcusu, Türk köylüsünü de kendisi gibi "gabi" sanıyor...
Bu amaçla Ataköy sahili doldurulmuş.
Dolgu tam 10 futbol sahası büyüklüğünde. (Seksenli yıllarda yaptığım en büyük eşekliklerden biri Bedrettin Dalan'a "sahili dolduruyor" diye itiraz etmekti... Eh, o zamanlar şu anlı şanlı Cumhuriyet gazetesinin etkisi altındaydık. Antalya bataklıklarının kurutulup yeni yeni oteller yapılmasını bile hoş karşılamıyorduk.) Dolgu alanda üç katlı ticaret ve eğlence merkezi, iki katlı lokanta ve gazino, iki katlı kongre merkezi, beş katlı yönetim ofisi, beş katlı tekne satış ofisi...
Ayrıca tekne onarım ofisleri, yüzme havuzları...
Yedi ayrı otopark... (Benim emekçi halkım araba mı kullanıyor?) Bakırköy'ün CHP'li belediyesi bu inşaata "elbette" şarlamış. Ruhsat vermemiş.
Burada anahtar kelime "elbette" kelimesidir.
Çünkü bu inşaat AKP iktidarı döneminde yapılmaktadır.
İktidar ağzıyla kuş tutsa, ya "bu kuşun eti yenmez" diye itiraz edecekler ya da "zavallı kuş öldü, doğanın dengesi bozuldu" diye...
Nitekim Gürsel Tekin denilen şahıs, yeni köprünün yollarıyla birlikte "sit alanı" ilan edilmesi için kanun teklifi vermemiş miydi?