Kerevizin hesabını sorarız
Sabah Gazetesi Yazarı Engin Ardıç'ın bugünkü (30.03.2022)''Kerevizin hesabını sorarız'' başlıklı yazısı.
Manda yoğurdu da siyasi tartışma konularımızdan biri oldu.
Kafayı yememek çok zor bu ülkede...
Yoğurdun maliyetini hesaplayıp "Erdoğan gitsin" diyen manyaklar var. Çok para tutuyormuş. Hele üstüne bal... Lükse bak!
Ejder meyvesi falan derken yoğurt yemek bile suç oldu bu memlekette.
Bu kafayla devam etsinler.
Günde bir kilodan bir yıllık yoğurt parasını hesaplayıp "Benim emekçi halkım bir lokma ekmek bulamazken..." demeyi sürdürsünler.
Sen salla, belki kanacak budala çıkar.
Kastamonu pastırması ne çabuk unutuldu?
Abdullah Gül taraftarları buna karşılık Kayseri pastırmasını yüceltiyorlardı hani...
"Kalkan ciğeri" kaçadır peki?
Durum böyle ama durumları umutsuz.
Durup durup "senaryo" yazanlar türedi.
On çeşit seçim senaryosu varmış...
Kimine göre iktidar ittifakının milletvekili sayısı 235 çıkıyormuş, kimine göre 287...
Kimisi 222 çıkarıyor...
Bu spekülasyon "mevcut yasa" üzerinden yapılıyor.
Hiçbir iktidar mensubu, yeni yasa çıkarıp da seçime eski yasayla gidecek kadar sapıtmadı.
Gene de inanmıyorlar...
İkide bir erken seçim deyip deyip o seçimin tarihini kendi kafalarında hep ertelediler ya... Bundan da hiç utanmadılar...
Şimdi gene toplanmışlar bir yuvarlak masada, gene "baskın seçim" bekliyorlarmış!
Kereviz yediniz mi kereviz?
Benim emekçi halkım yemeye bir lokma ekmek bulamıyor, bunlar kereviz yiyorlar.
Kerevizin kilosu kaçadır?
Yeni düzenleme yasalaşsa bile (yani yasalaşmama ihtimali de varmış!), seçime bu yasayla gidilmeyecekmiş.
Neden? Hanımefendi ve beyefendiler öyle uygun görmüşler.
Bağırıp çağırmayı pek seven bazı köşe yazarlarının ince fikirleri bunlar... Eskisi kadar okunmayınca işi zırtapozluğa döktüler.