Öl de görelim
ismi lazım değil, şimdi rahmetli olmuş bir tiyatro sanatçımız bir tarihte açlık grevine başlamıştı... Sebebini hatırlamıyorum. "Atatürk yolundan ayrıldığımız için" falan...
ismi lazım değil, şimdi rahmetli olmuş bir tiyatro sanatçımız bir tarihte açlık grevine başlamıştı... Sebebini hatırlamıyorum. "Atatürk yolundan ayrıldığımız için" falan olabilir.
Açlık grevine sabah yataktan kalkınca başladı. Fakat akşama doğru iyice acıktığı için"çevresinin ısrarlarına" dayanamadı, bir buçuk porsiyon İskender ısmarladı, yoğurtlu pideli mis gibi kebaba yumuldu.
(Bu vesileyle uyarı: Salçalı döneri İskender diye dayıyorlar, yutmayınız. Gerçek İskender'de dönerle birlikte köfte de, bonfile dilimleri de vardır.) Rahmetli, açlık grevi denilen eylemi bundan böyle kimsenin ciddiye almamasını da sağlamış oldu.
Bir zamanlar çalıştığım televizyonda da bir açlık grevi yapılmıştı (kendimi kullandırtmaktan hoşlanmadığım için ben katılmadım.)
Fakat bir de baktım, açlık grevi yapan arkadaşlar oturmuşlar çorba içiyorlar!
"Bu ne iş, ayıp olmuyor mu?" dedim.
"Sen anlamazsın," dediler, "o senin dediğin ölüm orucudur, orada hiçbir şey yenilip içilmez... Bu açlık grevidir, hafif gıdalar alınabilir!"
Kilo vermeye çalışan bütün hanımlara hararetle tavsiye edilir. Örneğin Cihangir'in delişmen kızları "hükümeti protesto" görüntüsü altında birkaç gün açlık grevi yapsınlar, hem postalcı basında ve Fethullahçı basında adları geçer, resimleri çıkar, hem de kalça ve göbek yağları erimiş olur.