Ölüm ve kazık
Sabah Gazetesi Yazarı Engin Ardıç'ın bugünkü (10.10.2022)''Ölüm ve kazık'' başlıklı yazısı.
lkemizde bir "sektör" haline gelen dolandırıcılık, her gün yaratıcı buluşlarla, yeni çeşitlemelerle gelişiyor...
Artık o bildiğimiz "Banka hesabını PKK ele geçirdi, altınlarını sat bana getir" numarasının eski etkinliği kalmadı.
İnsanlar "Bununla altınların ne ilgisi var?" sorusunu sorabilecek kadar geliştirdiler zeka düzeylerini... Bol bol ucuz palamut yemekten olabilir mi?
Yeni dolandırıcılık türlerinden biri, "olmayan" arsa ve ev satışı. Ya da kiralaması...
Fakat en ilginci, "mezar yeri" dolandırıcılığı.
Evet, mezar yerinin de bir piyasası var.
Karacaahmet, Nakkaştepe, Zincirlikuyu, Aşiyan, İstanbul'un gözde mezarlıkları.
Bunlar burjuva mezarlıkları.
Tıpkı Teşvikiye ve Şişli camilerinin de burjuva camileri olduğu gibi.
Buralarda geçerli olan cenaze modası da Ray-Ban gözlük tabii. Yerli gözlüğün hiç havası yok.
Fiyakalı bir mezarlıkta yatmanın mevtaya faydası olduğuna inanılıyor.
Örneğin Aşiyan'da yatan merhum bol bol deniz havası alıyor, manzara seyrediyor olmalı!
Lakin, o mezarlığın bir kısmı günün birinde "istimlake" gidiverir.
Zincirlikuyu mezarlığı eskiden daha büyüktü. Ön tarafı yola gitti.
Kozlu da öyle değil midir?
Merkezefendi keza.
Bir sürü para veriyorsun, bir süre sonra yok oluyor.
Daha da eskiden Elmadağ'dan Harbiye'ye tekmil mezarlıkmış.
Taksim'den aşağı, Gümüşsuyu da öyle.
Hani neredeler?
Hatırlayan var mı?
Benim büyükbabamı Yedikule mezarlığına defnetmişler, 1944, ara ki bulasın da dua edesin.
Aşiyan'da boş mezar bedeli 41 bin liraymış.
Sıkıysa al da Tevfik Fikret'e komşu ol, başlı ayaklı yatarsınız. Onu beğenmiyorsan, Orhan Veli de orada. Attila İlhan bile var.