Osmanlı’da Tansu mes’elesi

Kendince muhalefet yaptığını sanan ve cirimleri kadar bile yer yakmayan siyasi zavallılar var. Bunlar genellikle "basında işi bitmiş" adamlar. Bir tür zombi.
Kendileri söyleyip kendileri dinliyorlar ve seçimler üzerinde herhangi bir etkileri olabileceğini sanıyorlar. (Sarıgül'ün "tiktoktan" medet umması gibi.) Bunlardan biri şimdi tutturdu, Dr. Vecdet'in reklamını yapıyor. Arada İnce ve Sarıgül'ü okşamayı da ihmal etmiyor tabii.
Dr. Vecdet kim? Bir tabela partisinin başkanı.
Şu kadar oy alsa ne olur, bu kadar oy alsa ne farkeder? Seçime girebiliyor mu bakalım?
Tansu Çiller bu doktora "Ben ablan olarak partinin başına geçeyim, sen de ikinci adam ol" demiş!...
Doktor kabul etmemiş. Çünkü aralarında "derin görüş ayrılıkları" varmış...
Ben olsam kabul ederdim. Tansu Hanım'ın oy potansiyeli daha yüksek olsa gerektir.
Ümit Özdağ ile ittifak arıyor... Suriyeli dövecekler.
Anlaşılan, Tansu Hanım evde oturmaktan sıkılmış.
"Dolma sarmak" gibi daha yararlı etkinlikler gerçekleştirebilirdi.
Anılarını yazmak gibi daha da yararlı bir işe de girebilirdi... Yaşı seksene dayandı, vakit geçiyor...
Onca başarısızlıktan ve onca yıldan sonra yeniden "sahne alabileceğini" sanıyor.
"Belki AK Parti'den az bir şey oy koparır" diye destekliyorlar.
Birşeylere doymamışlar.
Etme bulma dünyası... Cem Uzan buna "Beni dışişleri bakanı yap" demişti de reddetmişti.
Gün gelir seni de tarihin ilgili çekmecesine sokarlar.
Şansını bir de Rıfat Serdaroğlu'nda denesin.
Orada bizim Meriç de var, ne güzel ablalık eder. Meriç'in abla aklı almaya fena halde ihtiyacı var. Onun da yaşı yetmişe yaklaştı ama yanlış üzerine yanlış yapıyor.

OSMANLI'DA NAGEHAN MES'ELESİ

Medya kafayı yedi.
Bir bardak suda fırtına koparıyorlar ama ortada bardak bile yok.
İmamoğlu Karadeniz'e gitmiş, yanına da bazı gazetecileri almış. Gezi sönük geçmiş.
Eee, gider gider, ne varmış bunda?