Otodidakt
Frenkçe üzerine bir laftır efendim, "kendi kendini yetiştirmiş kişi" anlamına gelir. Yani belirgin bir tahsili yok, ne öğrendiyse sonradan, kendi çabasıyla öğrenmiş.
Otodidakt diploma gerektiren bir "uzman" olamaz, ondan bir doktor, bir mühendis, bir avukat çıkamaz. Şarkıcı çıkabilir, yazar da çıkabilir.
Otodidaktın genel kültüründe de ister istemez bazı "boşluklar" kalacaktır.
Zülfü Livaneli dostumuz mükemmel bir otodidakt örneğidir.
Livaneli Berlin'e gittiğinde ünlü Adlon otelinde kalıyor. Bendeniz de dönem dönem orada kaldım şu son yirmi yıl içinde.
Ne ki orada "yüce Atatürk'ün ayak izlerini sürmeyi kendine ilke edindiği için" kaldığını yazmıştı (Berlin'in en fiyakalı oteli olduğu için değil!)...
Atatürk de orada on gün kalmış, Aralık 1917 sonu, Ocak 1918 başı, bir Osmanlı generali sıfatıyla, veliaht Vahdettin'in yanında...