Senaryo
Sabah Gazetesi Yazarı Engin Ardıç'ın bugünkü (09.09.2022)''Senaryo'' başlıklı yazısı.
Tabii bu sefer başımızda "Zaten Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ateşkes kararı almıştır" deyip harekâtı en olmayacak zamanda durduran ve orduyu çok zor durumda bırakan basiretsiz bir Ecevit olmayacaktır...
Ama nereye kadar ve nasıl gidebiliriz?
Çatışma Kıbrıs'ta mı olacaktır?
Herhalde Trakya'da değil.
Doğu Trakya'dan Batı Trakya'ya bir saldırı yaparsak "Amerikan duvarına" toslarız.
Sınıra çok yakın yerde o yığınağı boşuna yapmadılar.
Dedeağaç'ı, Gümülcine'yi alalım derken İpsala'yı, Keşan'ı vermeyelim de...
Selanik'i, hatta Atina'yı bombalamanın bize ne faydası olur, kurmaylarımız düşünürler.
Tabii Yunan uçaklarının, hadi bırakın Ankara'yı da, İstanbul'a hiç gelemeyeceklerini varsayıyoruz!
İzmir, Aydın, Manisa, hatta Çanakkale bile topun ağzında olacaktır.
Eh, Bodrum bombalanırsa belki Yalıkavak'ın o vahşi fiyatları da düşer!
Ama günümüzün Yunan komutanları, Kraliçe Elizabeth'in kayınpederi Prens Andreas kadar ahmak, General Hacıanestis gibi psikopat değildirler herhalde...
Bir Türk-Yunan savaşı "esas olarak" Ege adaları üzerinde ve kıyılarda cereyan eder.
İki ülkenin de sınırlı sayıda savaş uçağı hepten tükenmeden...
Elbette "ada almak" için "amfibik harekât" da şart olacaktır.
Hangi dandik adaya nasıl çıkacağımızı da gene kurmaylarımız düşünürler...
"Alsak" ne olacaktır?
Muazzam bir milli gurur. Bir Osmanlı bayramı.
O kadar.
Bizim o adaları elimizde tutmamıza Batı izin verecek midir?
Al bu da muazzam bir milli soru işareti.
Bu arada Yunan ordusunun da bizim kıyılara çıkarma yapmaya kalkışmayacağını gene varsayıyoruz tabii.
Heriflerin böyle planları yok mudur?
Kimsenin eli armut toplamayacaktır.
Bir gece ansızın geleceğiz de nereye, hangi noktaya geleceğiz?
Mikonos'un tekerlek cennetine mi?
Fena olmaz tabii, orada da fiyatlar çıldırmış.
Belki hizaya gelirler.