Şimdi anladınız mı başkanlık sisteminin faydasını?
Bütün Türkiye şaşırdı. AKP oylarının bir miktar düşmesi bekleniyordu ama bu kadar değil. HDP'nin meclise girmesi bekleniyordu ama bu kadar kalabalık değil. Daha ikinci günden"biz ne halt ettik" diye kara kara...
Bütün Türkiye şaşırdı. AKP oylarının bir miktar düşmesi bekleniyordu ama bu kadar değil. HDP'nin meclise girmesi bekleniyordu ama bu kadar kalabalık değil. Daha ikinci günden"biz ne halt ettik" diye kara kara düşünen seçmenler gördüm.
Şaşırtmayan tek şey, Kılıçdaroğlu'nun hazin pişkinliği... Bir ülkede yüzde 40 oy alan parti tek başına hükümet kuramayacak duruma düşebiliyorsa, o ülkenin sisteminde bir sakatlık vardır.
Bir ülkede yüzde 16 oy alan partiyle yüzde 13 oy alan parti eşit sayıda koltuk çıkarıyorsa, o ülkenin sisteminde bir sakatlık vardır.
Oysa başkanlık sistemi olsaydı, şimdi "hükümet nasıl kurulacak" tasasına düşülmeyecekti, hükümet geçen ağustos ayında kurulmuş ve tıkır tıkır çalışıyor olacaktı, taa 2019 yılına kadar hükümet sorunu yaşanmayacaktı, bu seçim yalnızca "kanun yapımını"ilgilendirecekti ve kimsenin de çok fazla umurunda olmayacaktı...
Şimdi elbette her kafadan bir ses çıkıyor. Bir "senaryo sağanağı" başladı. İstanbul sermayesi ve onun basın kalemşorları, patronun işlerini daha rahat yürütebilmesi için, iktidarın havada kalacağı bir "büyük koalisyon" istiyorlar.
Kâğıt üzerinde her türlü koalisyon mümkün, ama her kanadın kendi açısından açıkladığı"kırmızı çizgilere" bakılırsa çok zor...
Tut ki, öyle ya da böyle, bir şekilde bir koalisyon kuruldu.
Bu bir hükümet değil, "bakanlık koltukları boş kalmasın" diye "yer dolduracak" bir heyet olur alt tarafı.
Akılcı yol elbette HDP'nin AKP'yi desteklemesi (ister koalisyonla ister dışarıdan güvenoyu vererek) ve hemen yeni bir anayasanın yapılmasıdır. Biz aylardır bunu savunduk.
Fakat bu çok zor, çünkü hem edilen küfürlerin yutulması gerekiyor, hem de, HDP"federasyon istiyor ama başkanlık sistemi istemiyor", AKP de "başkanlık sistemi istiyor ama federasyon istemiyor"...