Tehlikeli Figaro
Bir kanun varmış üç sene önce çıkan, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu... Bu kanun işyerlerini "tehlikesiz", "az tehlikeli" ve "çok tehlikeli" olarak üçe...
Bir kanun varmış üç sene önce çıkan, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu... Bu kanun işyerlerini "tehlikesiz", "az tehlikeli" ve "çok tehlikeli" olarak üçe ayırıyor.
Holding, hastane, manav, genelev falan tehlikesiz.
Emlakçı, bakkal, kırtasiyeci falan, "az tehlikeli"...
Cem Yılmaz, "yahu insanın bir havuzla ne gibi bir problemi olabilir, havuz dediğin, ya içine girip yüzülür, ya da kenarında durup işenir" demişti... Tıpkı bunun gibi, bir insan bir emlakçıda "kazık yemekten", bin liralık evi harala gürele üç bin liraya tutmaktan başka ne tehlike yaşayabilir?
Kırtasiyecide ne yapacaklar, "amma da pahalı" dersen pergel mi batıracaklar?
Yok, tehlike müşteri açısından değil, patron ve tezgahtar açısından...
Yani kazıklamaya kalkarsan müşteriden sopa yiyebilirsin!
Bir de "çok tehlikeli" sınıfına giren işyerleri var...
Herhalde silah fabrikası, baruthane, nükleer reaktör, gökdelen inşaatı falan diyeceksiniz.
Hayır efendim: Kadın kuaförü, erkek berberi, güzellik salonu, kuru temizleyici, hamam, kaplıca, sauna!
Hamamın tehlikesini Murat Bardakçı dostumuzun ve bendenizin eski eserlerini okumuş olanlar bilirler. Bu konuda özellikle Hamamlar Kethüdası İbrahim Efendi'nin"Dellakname-i Dilküşa" (Gönüller Açan Tellaklar Kitabı) adlı klasik Osmanlı başyapıtını ve haddim olmayarak bendenizin, eğer sahafta bulabilirseniz, "Şengül Hamamı" isimli çalışmasını tavsiye ederim.