Türk solu halkından nefret eder

Eh, bu Rus solu için de pek farklı sayılmazdı: Bolşevikler'in en büyük alçaklığı, işçiyi kapitalistlerden çok daha fazla ezmeleri ve sömürmeleri olmuştur!Sovyet Rusya'da işçinin özgür...

Eh, bu Rus solu için de pek farklı sayılmazdı: Bolşevikler'in en büyük alçaklığı, işçiyi kapitalistlerden çok daha fazla ezmeleri ve sömürmeleri olmuştur!
Sovyet Rusya'da işçinin özgür sendika hakkı da yoktu, grev hakkı da. Partinin ideologları, pişkin bir canbazlıkla, "sen zaten iktidardasın, fabrika senin, kendi kendine karşı mı grev yapacaksın" diyorlardı...
Özel izin almadan işyeri değiştirme hakkı da yoktu. Seyahat özgürlüğü de yoktu. Bırakın yurt dışına çıkmayı, bir şehirden başka bir şehire gidebilmek için bile "iç pasaport" almak gerekiyordu, o da herkese kolay kolay verilmiyordu.
Fikir özgürlüğünü falan hiç saymadık...
Türk solu da kalkınma istemez.
Yani, kalkınma kapitalist yoldan sağlanacaksa "geri kalmışlığı" tercih eder. O zaman hiç olmazsa "yakınma fırsatı" da çıkmaktadır.
Türk solu halkını sevmez, yani "bir türlü sosyalist olmayan halka" gıcık kapar.
Halkının hiçbir özelliğini, hiçbir inancını sevmez. Onun bir türlü "bilinçlenmediğini" düşünür.
Kurban kesenlere küfür eder, sonra gider, kasaptan "gözlerden uzak ve organize bir sanayi sürecinde öldürülüp kesilmiş bir hayvanın etini" alır, ızgara yapar, tava yapar, yanında rakısıyla gövdeye indirir...
Hac sırasında ölenlere de içinden gizlice "oh olsun" çeker.
Bunlar eskiden ikiye ayrılırlardı, dakika başı çay içen köylüler ve rakıyı dipleyen şehirliler... Bu ikincilerin çoğu, sevgili kardeşim Haşmet Babaoğlu'nun deyimiyle "yaşadığı hayata ancak alkolde boğulma suretiyle tahammül edebilen" insanlardı.
Ama bunu da "ilericilik" olarak kabul etmek hoşlarına gidiyordu.
Çünkü, sevmedikleri halk da derin sezgisiyle onları hiç mi hiç iplemiyordu.
Yazın Bodrum, kışın Cihangir gibi "kurtarılmış bölgelerde" yoğunlaşmaları, aslında "cinselliği rahat yaşabilmek" içindi.
Oysa halk da cinselliğini rahat yaşıyordu büyük burjuvazi de... Kıvrananlar bu küçük burjuvalardı. (Solcunun köylüsü de "devrim nikâhı" kıydırmadan sevişemiyordu.) 
Bütün bu hazin zavallılıklar, şimdi onları, solculuk sanarak Kürt milliyetçiliğini desteklemeye kadar götürdü. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Utanmıyor musunuz? 01 Nisan 2023 | 3.525 Okunma Dağ nerede, fare nasıl? 31 Mart 2023 | 3.281 Okunma Alafortanfonik gelismeler 30 Mart 2023 | 1.227 Okunma Yoksun oğlum sen 29 Mart 2023 | 1.857 Okunma Var biraz da sen oyalan 27 Mart 2023 | 1.166 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar