Yok öyle yirmi beş kuruşa simit
Sabah gazetesi yazarı Engin Ardıç yılbaşı savurganlığını yazdı ! ''Dünyanın başka yerlerinde senden önce girdiler, daha başka yerlerinde de senden sonra girecekler. Nedir senin ayrıcalığın?''
Bak sen, yılbaşını evde kutlamanın keyfi 100 liraymış. Ya da 100 liradan başlıyormuş.
Eee, ne olmuş yani?
Bunu, hükümete kamış olsun diye, iri iri yazıyorlar...
Okuyan "bu kadar da olmaz ki canım" diyecek.
Üfff, çok para!
Marketten torba getiren çocuğa elli kuruş bahşiş veren ve küfür yiyen "tutumlu" vatandaş...
Bu gibi "gazlarla" emekli memurları gıdıklıyorlar.
Ki, Kılıçdaroğlu iktidara gelsin de otuz iki lira altmış beş kuruşa yılbaşı kutlaması yapsınlar.
Yapacaklarını sansınlar.
***
Hamama giren terler, yılbaşı kutlamak isteyen parasını bastırır.
Ne hikmetse başka hiçbir zaman insanın aklına gelmeyen gereksiz yiyecekler yılbaşında gelir: Kuruyemiş...
Cevizli sucuk... Mumbar...
Meyve... Sanki başka zaman yemiyorsun.
Hindi... Sanki rahmetli baban da yerdi.
Televizyon... Sanki hiç seyretmiyorsun.
O yemekler kalacak ve ziyan olmasın diye üç gün boyunca yenecek, bunu unutma.
Nedir o gecenin ayrıcalığı?
Bir takvim cilvesini kutluyorsun alt tarafı.
Üstelik "keyfi" bir takvim değişikliği, o gecenin diğer gecelerden hiçbir farkı yok,
hiçbir önemli değişim ya da dönüşüm olmuyor o gece.