Yutmuyor
Bir yandan Deniz Baykal öbür yandan CHP amigoları Kılıçdaroğlu'na "2019'da sen kendin adaylığını koy" diye baskı yapıyorlar ya... Yutmuyor. Tongaya basmıyor. Kavruk olmasına kavruk da, hiç de...
Bir yandan Deniz Baykal öbür yandan CHP amigoları Kılıçdaroğlu'na "2019'da sen kendin adaylığını koy" diye baskı yapıyorlar ya...
Yutmuyor.
Tongaya basmıyor.
Kavruk olmasına kavruk da, hiç de göründüğü gibi "mazlum" değil. Saf ve temiz Anadolu çocuğu maskesinin altından cin gibi bir siyasi oportünist çıktı.
Deniz Baykal "ya kendin aday ol ya da parti içinden birini göster" derken aslında "beni göster" demek istiyor ya, onun da farkında...
Amigoların son günlerde verdiği bütün gaza rağmen, "ben parti başkanının cumhurbaşkanı adayı olmasını doğru bulmuyorum" demiş.
Türkçe'ye tercüme edelim:
"Kaybedeceğim seçime niçin gireyim, ben enayi miyim?"
Kemal Bey meclis seçimine girecek, eh nasıl olsa CHP havada karada belli bir sayıda mebus çıkaracağı için de milletvekili koltuğunu, ana muhalefet liderliğini ve parti başkanlığını ve de grup başkanlığını koruyacak.
Parti içi "kuzu muhalefet" yeniden şöyle bir başını kaldırır gibi olacak ama Kemal Bey onların canına okumanın yolunu gene bulur... Olmazsa yeni bir yürüyüş attırır...
Oysa erkek adam, "gayrımeşru" ilan ettiği anayasaya göre yapılacak bir seçime ne kendisi girer ne de partisini sokar. Boykot eder yani.
Öte yandan amigolar da bütün bütüne haksız değiller...
Eski sistemde nasıl parti başkanı seçime "başbakan olmak" amacıyla giriyorsa, yeni sistemde de "cumhurbaşkanı olmak" amacıyla girmek durumundadır.
Yürütmeye aday değilsen neye adaysın, özürlüler olimpiyadı madalyasına mı?
Parti başkanının cumhurbaşkanı olmasını doğru bulmamak, ancak "eski sistemde" mantıklı görünebilir, ama o zaman da hem Atatürk'ü hem İnönü'yü "ofsayta" düşürürsün.