Bir kira, bir yuva
Belediye yurttaşlarla el ele vererek engellere karşın pek çok kampanya yaptı ve sonuç aldı. “Halkın Bakkalı” yoluyla türlü gereksinimler karşılandı. Şimdi “Bir Kira Bir Yuva” sürecindeyiz.
Yaşadığımız çağa özgü bir sorun mu, yoksa hep böyleydi de şimdi mi görünür oldu, bilmiyorum; hiçbir duygu, düşünce derinleşmiyor.
Deprem sözcüğü yeterince soğuk, ürkütücü, hele belleğinizde yara tazeyse daha bir tedirgin ediyor insanı. İzmir depremi yeniden ülkemizin tüm hakikatlerini görmemize neden oldu. Sadece gördük, üzerine düşünmeye, hatta duygumuzu yaşamaya fırsatımız olmadı! Niye?
Şunu kabul edelim ki “bencillik çağı” sürdüğümüz. Herkes kendi paçasını kurtarmak istiyor. Lakin deprem böyle bir olay değil, belki bize örgütlü olmak ne demek anlamamızı sağladığı için sevinmeliyiz bile. Tek başına kurtuluş yok. “Ya hep beraber, ya hiçbirimiz!”
***
Deprem olgusuna, sorununa siyasal bağlamda yaklaşmak zorundayız. Yerel yönetimlerden merkezi iktidara kadar herkesin sorumluluğu, payı var! Maalesef siyasal fay hatları, doğadakinden çok daha derin.