Eğer...
6 Mayıs günü yurtseverler/devrimciler için bitmeyen kederli bir gündür. Deniz, Yusuf, Hüseyin’e karşı sorumluluğumuzu inatla anımsadığımız, anımsattığımız gündür...
“31 Mart Bitmeyen Seçiminin” düğümü bu tarihe denk geldi ya da getirildi! YSK’nin bugün karar vermesi bekleniyor.
Deniz’lerden söz ederken sömürü düzeninin kendini meşru kılmak için önümüze koyduğu sandığa aldanacak kadar saf olmadığımı söyleyeyim. Bu kadarcık özgürlüğe bile tahammülü olmayan bir siyasi iktidarla karşı karşıyayız!
Devrimcileri 12 Mart Muhtırası ile darağacına çıkaran anlayış, adım adım bu güne gelmeyi sağladı. Kimi çevrelerin olanlar karşısında şaşkınlığa düşüp “Haklıymış gençler” demeleri boşunadır. Büyük patronlar (TÜSİ- AD), NATO’cu TSK, cemaat/tarikat koalisyonu o “büyük yürüyüşlerini” 12 Eylül’de tamamladılar.
Şimdi sahte muhaliflerin meydanı boş bulup gürültü çıkarmalarına aldanmış değilim, ancak AKP öyle bir ortam yarattı ki, beş benzemez yan yana geldi! Acıklı biliyorum bu durum. Dün devrimcilere işkence edenler, silah doğrultanlar, darağacına gitsin diye el kaldıranlar (yazı yazanlar) şimdi en çok da Atatürkçülük kamuflajıyla sahadalar. Onlarla mücadele etmeyi sürdüreceğiz elbette, kolayca kılıktan kılığa girdiklerini bilerek istim üstünde olacağız. Bunu not düşelim, devam edelim.