Halk dalkavukluğu!
İstanbul sağanak yağmurda can çekişirken, yandaşlar ve troller “İmamoğlu nerede?” diye kampanya başlattı sosyal medyada. Bir kez aklından vazgeçip vicdanını yitirdin mi, sonrası kolay elbette! Erdoğan...
İstanbul sağanak yağmurda can çekişirken, yandaşlar ve troller “İmamoğlu nerede?” diye kampanya başlattı sosyal medyada. Bir kez aklından vazgeçip vicdanını yitirdin mi, sonrası kolay elbette! Erdoğan kendi demedi mi, “İstanbul’a ihanet ettik” diye! Yirmi beş yıldır İstanbul’u kim yönetiyor, insaf! Gülüyoruz bu duruma ama acınacak haldeyiz aslında... Rant, talan uğruna İstanbul’u soluksuz bırakanlara tek laf etmeyeceksin, iki aylık başkana saldıracaksın. Pes!
***
Melih Cevdet bir yazısında halka yapılacak en büyük ihanetin “dalkavukluk” olduğunu söyler. Geçen perşembe yazımdan sonra onlarca telefon, ileti geldi. Arayanların bir kısmı siyasi oyunun doğrudan içindeler. Umarım değerlendirmeleri uğrunda kavga verirler. Yandaş basından da yazımdan alıntı yapıp İmamoğlu’nu eleştirenler oldu. Uyanıklıklarını anlıyorum ama benden ekmek çıkmaz onlara. Yirmi beş yıl sonra İstanbul el değiştirdi, süreç olabildiğince az hata ile yönetilmeli. Gördük işte, selle birlikte fatura kime çıktı, üstelik haksız yere! Hep söyledim, gericilikle uzlaşılmaz.
***
Belediyelerin nasıl çiftlik gibi kullanıldığını her gün okuyoruz. Kavakçı olayını yazıyor Terkoğlu günlerdir. Tarikatlara, cemaatlere peşkeş çekilen kamu olanaklarını Cumhuriyet muhabirleri manşetten vermeye devam ediyor. Yandaş basına aktarılan paralar kesilince, batacak hale geldi koca gazeteler, televizyonlar. Nasıl bir talan söz konusu, düşünün! Kim bilir daha neler çıkacak.
Sıradan bir CHP’linin iletisi şöyleydi o gün:
“Anama küfreden adam İETT’nin başında.”
Benim görevim bu insanların hakkını korumaktır.
***