Meral Akşener’in eli!
“12 Eylül” bu ülkede darbenin adıdır. Aydınlanmaya, uygarlığa, devrimciliğe karşı yapılan ABD’ci darbenin adı. Ordu, TÜSİAD, milliyetçiler kol kola girip yıktılar Cumhuriyeti. Komünizm...
“12 Eylül” bu ülkede darbenin adıdır. Aydınlanmaya, uygarlığa, devrimciliğe karşı yapılan ABD’ci darbenin adı. Ordu, TÜSİAD, milliyetçiler kol kola girip yıktılar Cumhuriyeti. Komünizm korkusu nasıl esir almışsa hepsini, uzlaşıverdiler. Sonra da birbirlerini kazıkladılar. Şimdi ekranda darbe mağduru olduğunu iddia eden ülkücülere anımsatmak gerek; “Siz devletle iş gördüğünüz halde kenara atıldığınız için kızgınsınız! Fikriniz iktidardı, bazılarınız mahpustaydı!” Yani devrimcilerle durumlarının eşitlenmesi mümkün değildir. 12 Eylül 1980 devrimcilere yapılmış darbedir!
Darbeyi 12 Eylül 2010’da nihai sonuca ulaştırdılar. Bu kez kadroya İslamcılar (Fethullah ve ekibi önde), liberal-solcular ve has liberaller de eklendi. Sözüm ona “vesayet” düzenini ortadan kaldırmak için referandum yapılıyordu. Okuduğunu anlayan herkesin gördüğünü, bu cin fikirli “demokratlar(!)” anlayamadı. Sonuç “Türk Tipi Başkanlık Sistemi” denen ucube doğdu. Hepsi “kullanışlı aptallar” ve “kandırılanlar” olarak tarihte yerlerini aldı. Dedim ya, önce olanın tarifini doğru yapmak gerek.
Özal meselesi
Benim “Yeni-Özalcılık” dediğim sürece girdik. Bir ucundan Babacan tutuyor, Davutoğlu yer bulmaya çalışıyor kendine, yine liberaller işin içinde, bir yandan farklı İslamcı gruplar, bölünmüş ülkücüler, soldan devşirilenler, kafası karışık Kemalistlerden birkaç uygun isim, Kürtlerden fırsatçılık yapmaya çalışan bir ekip falan. Bulamaç yani. Uzlaşı nerde? Kimse piyasa ekonomisine hayır demeyecek, hepsi imanlı ABD’ci olacak, bolca dincilik yapılarak cehalet kutsanacak falan filan. Özal-Evren çizgisi buydu. RTE çizgisi de bu. Sırada bu ekip var anlaşılan!