Hara-kiri’yi neden yazmadım?
“Bir Japon Zarafeti: Kintsugi” yazım için aldığım bir iletide okurum “neden Hara-kiri’yi de yazmadınız” diye soruyordu. Evet, Hara-kiri? Japonların ünlü “şeref ve haysiyet intiharı”. ...
Bir Japon, şerefini, haysiyetini zedeleyen bir hata yaparsa onu bağışlatmak için “Hara-kiri yapma izni” ister. Bu izni alırsa törenle, tanıklar önünde özel bir bıçakla yaşamına son verir.
Japon kültüründe başkalarının gözünde şerefinin, haysiyetinin zedelenmesi ölümden de beterdir. Hara-kiri bunu anlatır.
Ben, Hara-kiri’yi neden mi yazmadım? Elim varmadı da ondan. Yoksa düşündüm, düşündüm de yazamadım işte.
Neden mi? Bizim yöneticilerimizi düşündüm, bizim toplumumuzu düşündüm, acı acı güldüm.
Siz düşünmüyor musunuz ki, son on yılların hiçbirinde, hiçbir yönetici, hiçbir yanlışını kabul etmemiştir.
Siz bir politikacının ağzından “evet, ben bunu yanlış yaptım, sorumluluk benimdir, bedelini ödemeye razıyım” sözlerini duydunuz mu? Hayır, duymadınız.