İktidar travması...
AKP iktidarı artık toplum için bir travma oldu. Artık hiç kimse için güvenilir bir ortam kalmamıştır. Bir gün sonrası bile belirsizlik içindedir. Kimin kimi suçlayacağı belli değildir....
AKP iktidarı artık toplum için bir travma oldu.
Artık hiç kimse için güvenilir bir ortam kalmamıştır.
Bir gün sonrası bile belirsizlik içindedir.
Kimin kimi suçlayacağı belli değildir.
Suçlananın neyle suçlandığı, neden suçlandığı belirsizdir.
Ortada güvenilir bir hakem yoktur.
Güvenlik güçleri iktidarın sopası olarak hizmet vermektedir.
Yargı emir altındaki infaz aracı olarak çalışmaktadır.
İktidar artık bir toplumsal travmadır.
Çözüm de artık buna göre aranmalıdır.
***
Travma, bir tehditle başlar.
Tehdit, kişinin yaşamına yöneliktir.
Kişinin öz varlığı, yaşamı, işi, itibarı, sosyal konumu tehlike altına girmiştir.
Kişi bu tehdide karşı çaresiz kalır.
Derdini anlatacağı kimse yoktur.
Ortam, herkesin korktuğu bir ortamdır.
Çevre giderek uzaklaşır.
Bu durumun yarattığı “anksiete- bunalım” herkesi etkiler.
Kimse kendini güvende hissetmez.
Toplumsal travma budur.
***
Haber yapan gazeteciler.
Bildiri imzalayan akademisyenler.
Adalet aramak için toplanan yurttaşlar.
Avukatlar, savcılar, yargıçlar.
Devlet memurları.
Önce gözaltı, sonra tutuklama ile biten hapishane serüveni.
Kanıt aranmayan suçlamalar.
Tanık yoksa bulup çıkarmalar.
Toplantılara sert polis müdahaleleri.
Yerde çiğnenen akademik cüppeler.
Yerlerde tekmelenen kadınlar, erkekler.
Ne oluyoruz?
Neredeyiz?
Nereye gidiyoruz?
Dedirten bir kaos ortamı.
Bu mudur istikrar?
Bu mudur huzur?
Bir siyasal iktidar bunları önlemek için vardır.
Oysa bu iktidar bunların kaynağı oluyor?
Neden bütün bunlar?
Bu elbette demokratik bir iktidar mücadelesi değildir.
O zaman nedir?