İllüzyon...
İllüzyon, “algı çarpıtılması” demek. Yanılsama. Olan bir şeyi olmadığı gibi görme yanılgısı. “İllüzyonist Zati Sungur”, çocukluğumuzun ünlü...
İllüzyon, “algı çarpıtılması” demek.
Yanılsama. Olan bir şeyi olmadığı gibi görme yanılgısı.
“İllüzyonist Zati Sungur”, çocukluğumuzun ünlü sihirbazı idi.
Smokin tarzı giysisi, papyon kravatı ile şık bir gösteri ustası.
Gösterisinin başında yaptıklarının “sihir” olmadığını, hazırlanmış bir oyun olduğunu anlatır, seyircilerini böyle yanılmalara karşı hazırlardı. Ama biz onun yaptıklarını hep sihir olarak kabul eder, şaşma duygumuzu bozmazdık.
Ah Zati Sungur Usta ah!
Bugünkü halimizi görse böyle açıklamalara hiç kalkışmazdı.
Bugünün seyircileri Zati Sungur Usta, neleri ne kabul ediyor, görseydin çok şaşardın. Kendini usta değil çırak bile saymazdın.
Bugün memleketimin insanları, büyükleri ne derse kayıtsız şartsız inanıyorlar Zati Sungur Usta.
Ama büyükleri ne derse desin.
Söz temsili, ellerinde milyon dolarlar bulunan kasalarla görülseler -yok ya, temsil dedik- milletim,“A bu da nesi?” demiyor, soruyor: “Ne yapıyorsunuz büyüğüm?”, Büyüğü de diyor ki, “Baksana, yoksullara dağıtacağım parayı sayıyorum.”
Diyor mu? Diyor. Milletim inanıyor mu? İnanıyor.
Oyun değil, sihir değil, olanın ta kendisi.
Temsil, büyüğüm diyor ki, “Ben çobanım.”
O çoban olursa sen ne oluyorsun? Koyun oluyorsun değil mi? Hani, çobanın sürüsünde bir koyun.