İtaat-inkâr ve isyan...
İstanbul seçiminde yaşanan olaylar Stanley Milgram’ın “itaat testi”nin Türkiye’de yinelenmesi gibi oldu. Hani, psikoloji profesörü Milgram, Yale Üniversitesi’nde bir “kör itaat” testi yapmıştı da herkesi şaşırtmıştı...
Kısaca, deneklerin bir otoritenin zorlayıcı buyruklarına ne denli uyacaklarına ilişkin bir deneydi bu. Şaşırtıcı olan da, hiçbir yükümlülüğü olmayan deneklerin sırf “otorite öyle istiyor” diye emre uyarak ölüme kadar varan bir zorbalığı kabul etmeleri idi.
YSK kararı da buna çok benzer bir “boyun eğme” örneğidir. Seçimi kaybeden adayın partisinin başkanı, “sonucun içine sinmediğini” söyleyerek YSK’ye buyruk niteliğinde istek belirtmiş, başkan yetkilerini de hatırlatmıştır.
Bu tehdit karşısında ürken “yüksek yargıç” sıfatı taşıyan YSK üyeleri kanıt ve belge arama sürecine girerek her şeyin denendiği ama hiçbir şeyin amaca uymadığı durumu bir neden yaratarak emre uygun bir karara bağlamışlardır.
Her şey açıktır.
Tek Adam’ın emri itaat edilerek yerine getirilmiştir.
Bunu yapabilmek için de gerçekler inkâr edilmiştir.
Kazanılmış bir seçim iptal edilmiştir.