PISA gerçekleri...
Cumhuriyet yazarı Erdal Atabek bu hafta 'PISA gerçekleri...' başlıklı yazısını kaleme aldı.
PISA testi; OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı) tarafından üç yılda bir yapılan 15 yaşındaki öğrencilerin matematik, fen, okuma becerilerini ölçen bir test.
Ama PISA ölçeği bir “bilgi yarışması” değil. Öğrencinin “matematik, fen, okuma alanlarındaki”,
Zihinsel esnekliğini,
Olayı nasıl kavradığını,
Süreci anlayıp anlamadığını,
Sorun çözme becerilerini ölçmeye dayalı bir ölçektir PİSA.
MATEMATİK okuryazarlığını ölçüyor:
Muhakeme etme,
Matematik modelleme,
Sorun çözme.
FEN okuryazarlığını ölçüyor:
Olayın neden-sonuç bağını kurma,
Nedenleri arayıp bulma,
Sonuçtan nedene, nedenden sonuca gidebilme,
Süreci anlama.
OKUMA becerilerini ölçüyor:
Okuduğunu anlama,
Anlamı açıklayabilme,
Okuduğunun özünü kavrayabilme.
Bütün bunlar, “bilimsel gerçekleri sorgulamaya, araştırmaya, eleştirel düşünce süzgecinden geçirmeye dayalı zihinsel esneklik” gerektiriyor.
PISA ölçeğinin aradığı bu.
15 yaşındaki öğrencinin bu 15 yılda nasıl geliştiğini, zihinsel kazanımlarının neler olduğunu anlamak isteyen bir ölçek.
15 yaşındaki öğrenci neleri temsil ediyor:
Aile içinde kazandığı değer yargılarını,
Eğitimde uygulanan sistemin etkilerini,
Toplumun nelere uygun, nelere uygun değil dediğini.
PISA toplumunuzun, eğitiminizin bir anlamda aynası oluyor.
Hafızlık ve icazet
Tam da aynı günlerde gazetemiz Cumhuriyet birinci sayfada fotoğraflı bir haber veriyor:
Rize’de toplu bir “icazet töreni” yapılıyor. 653 genç öğrenci “hafız” olarak icazet alıyorlar.
Hafız gençlerimiz, kız-erkek olarak ayrılmışlar, özel giysileriyle törendeler.
Artık yaşamlarını böyle geçirecekler. Meslekleri bu olacak. Öğrendiklerini öğretecekler.
Hafızlık mesleği nedir?