Yoksa layık mıyız?
İlkokuldaydık, anımsıyorum.Öğretmen. “Laiklik ne demektir” diye soruyordu.Biz de birbirimize bakıp “layık olmaktır” diyorduk.Öğretmen anlamadığımızı görüp...
İlkokuldaydık, anımsıyorum.
Öğretmen. “Laiklik ne demektir” diye soruyordu.
Biz de birbirimize bakıp “layık olmaktır” diyorduk.
Öğretmen anlamadığımızı görüp anlatıyordu: Din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır, gibi açıklamalar.
Biz gene birbirimizle bakışıyorduk.
Haklıymışız.
Laiklik anlaşılmazmış.
Hâlâ anlaşılmadığına göre anlaşılmaz bir şeymiş.
“Layık olmak” ise, gene haklıymışız, cuk oturuyor.
İmamlar artık resmi nikâhı da kıyacakmış.
İmam nikâhı denen uygulama bu denli yaygın olursa, şaşalım mı?
Çocuk yuvaları için MEB (Milli Eğitim Bakanlığı demek oluyor), bir tarikat derneği ile anlaşma yapmış. Şaşalım mı?
İlk laiklik karşıtı hareketler ortaya çıktığında ne olmuştu?
“Yok canım, daha neler” diyenler vardı.
“Ordu izin vermez, yapamazlar” diyenler vardı.
“Aydınlar ne yapıyor” diye kızanlar vardı.
“Laikçiler toplumu anlamıyor” diyen liberallerimiz vardı.
Sonra sonra laikliğin ağza alınışından korkulur oldu.
“Canım, iki de bir bunlar söylenmez ki, bak böyle oy alınmıyor” diye susulması makbul oldu.
Laik olamadık, anlaşıldı.
Layık olduk diyelim mi? Böyle iyi mi oldu?
“Bu toplum buna layık mı?” diye dövünenlere soruyorum.
Layık değilse bu toplum buralara nasıl geldi kardeşim?
***
Şimdi buralara geldik mi? Buralar nereler?
Düşman ceza hukuku uygulanıyor. İşte buralar.
Ne miymiş “düşman ceza hukuku”?