Bütçenin durumu vergi indirimini zorlaştırıyor
Gelir vergisinde reform başlığı altında başlayan son dönemdeki vergi tartışmalarının artık kurumlar vergisi indirimleri ile sınırlandığını görüyoruz. Dikkat ederseniz vergi...
Gelir vergisinde reform başlığı altında başlayan son dönemdeki vergi tartışmalarının artık kurumlar vergisi indirimleri ile sınırlandığını görüyoruz. Dikkat ederseniz vergi tartışmalarının kapsamı giderek daraldı. Maliye Bakanı’nın özellikle teknolojiye dayalı sektörlerde vergi avantajı sağlamak istemesi doğru bir görüşü yansıtıyor. Ancak bütçe disiplini kaygısı o kadar öne çıkmaya başladı ki; bazı sektörlerle sınırlı kurumlar vergisi indirimi kararı olmak bile zor olabilir. Zaten bu nedenle vergi düzenlemesi kapsamı daraldı. Bakan Ağbal da zaten gazetecilerle yaptığı son söyleşide, uzmanların tek tek sektörlere baktığını, indirimlerin ne kadar etki yaratacağını hesapladıklarını dolayısıyla vergi tahsilatında yaratacağı maliyete bağlı olarak karar vereceklerini söylemiş. Yılbaşına kadar bu indirimin uygulamaya sokulup sokulmayacağı konusundaki sorulara kesin yanıt vermekten kaçınmış.
Türkiye’nin vergi sisteminin zaten bozuk olduğunu, dolaylı vergilerin payının çok yüksek olduğunu, bunun gelir dağılımını bozduğunu herkes kabul ediyor. Bu nedenle, “gelir vergisi, kurumlar vergisi gibi doğrudan vergilerde indirim yapılsa da bütçeye maliyeti yüksek olmaz” denilebilir.
Borçlanma limitlerinin artırılması için yasa çıkarma aşamasında olduğumuzu unutmayalım. Bunun yanında 2017 yılı bütçesinden umutlar kesildi, Hükümet 2019’daki seçimler öncesi, kendine hareket alanı yaratabilmek için 2018 yılı bütçesinde disiplini yeniden sağlamayı amaçlıyor. Böyle bir ortamda gelir kaybına yol açacak bir düzenleme ise bir hayli zor gözüküyor.
VERGİ İNDİRİMİ TEK BAŞINA YETMEZ
Bakan Ağbal’ın dediği gibi; tüm dünyada yeniden bir kurumlar vergisi indirim dönemi izleniyor. Ağbal çeşitli ülke örnekleri sıralayıp, küresel anlamda rekabette ön almak için böyle bir indirimi düşündüğünü belirtiyor. İşte bu kapsamda sadece teknoloji yoğun sektörlerde bunu yapmak istemesi, buralarda zaten vergi kaybı fazla olmayacağı için makul gelebilir.
Ancak Bakan yaratacağı maliyet nedeniyle bankacılık gibi sektörlerde indirim yapılamayacağını belirtirken, enerji, sağlık gibi kritik sektörlerde de indirim yapılabileceğini de söylüyor. Çünkü kurumlar vergisinin büyük bölümü bankacılık gibi kayıtlı ve büyük sektörlerden geliyor. Enerji ve sağlık gibi büyüyen dolayısıyla maliyeti artacak sektörlerde indirimi düşünmesi ise “siyasi yönü ağır basan bu sektörlerdeki yatırımlar” için düşünüldüğü izlenimi veriyor.