İnovasyon bu anlayışla yine sözde kalır
Örneğin Ar-Ge alanında son yıllarda bütçeden ayrılan payda ciddi artışlar sağlandı. Bu pay yeterli mi derseniz elbette değil. Buna rağmen, arttırılan Ar-Ge fonlarının bir katkısı oldu mu derseniz...
Örneğin Ar-Ge alanında son yıllarda bütçeden ayrılan payda ciddi artışlar sağlandı. Bu pay yeterli mi derseniz elbette değil. Buna rağmen, arttırılan Ar-Ge fonlarının bir katkısı oldu mu derseniz, elbette olmuştur ama çok az. Çünkü destekleme anlayışı rasyonel değil. TÜBİTAK odaklı bir Ar-Ge destek sistemine geçildi ama bazen haberlerden de gördüğümüz gibi; Türkiye’nin bilimsel ihtiyaçlarına uygun, küresel anlamda karşılık bulacak projeler söz konusu olamadı.Elbette arada önemli, yararlı projeler çıkıyor ama dağıtılan paraya kıyasla bunlar çok az. Bu konuda tanıdık eş-dosta verilen desteklerden, bunların sonuçlanıp sonuçlanmadığının hiç takip edilmediğinden sürekli söz edilir. Şimdi Ar-Ge ile birlikte inovasyon kavramından söz eder olduk ama anlayış aynı olduktan sonra sonuç alınması mümkün değil. İnovasyona, teknoloji geliştirmeye ayrılan kamu kaynakları çok sınırlı olduğu gibi anlayış da yanlış. Daha önce katıldığım biyoteknoloji kongrelerinde, dünyada buluşların merkezi haline gelen kuluçka merkezlerini birlikte ziyaret ettiğimiz bürokratlarla yaptığımız sohbetlerimi hatırlıyorum. Hâlâ merkezden devletçi bir planlama anlayışının baskın olduğunu gördüm. Böyle olunca da bürokrat ve politikacı işbirliğinde eşe dosta verilen fonlar öne çıkıyor, hak eden girişimlere, startup’lara yeterince destek verilmesi söz konusu olamıyor.