Mevcut cari açık ve büyüme sürdürülebilir değil

Bakanlar cari açık, enflasyon gibi bozduğu dengelere bakmadan, bu yıl ne kadar büyüdüğümüzü, övünerek anlatıyorlar. Giderek artan dış ticaret açığından sorumlu Bakan, “İlk 3...

Bakanlar cari açık, enflasyon gibi bozduğu dengelere bakmadan, bu yıl ne kadar büyüdüğümüzü, övünerek anlatıyorlar. Giderek artan dış ticaret açığından sorumlu Bakan, “İlk 3 çeyrek büyümesiyle dünyada rekor kıracağız” diyor.

İhracattan fazla büyüyen ithalat rakamı ve artan cari açık, Türkiye’deki üretimin ithalata bağımlılığının bir göstergesi. İşte bu nedenle, kurlar artmaya başladığında, başta reel sektör olmak üzere, herkes telaşlanıyor. Eylül ayı cari açığı, finanse ettiğimiz için, zaten döviz fiyatlarının içinde yer alıyor. Eylül’de güçlü sıcak para akışı yaşandığı için, açığın kurlara etkisinin sınırlı olduğu söylenebilir. Demem o ki; şimdi sıcak para girişinin azalacağı bir döneme giriyoruz, yani Türkiye büyümeyi finanse etmek için eskisinden çok daha fazla kur bedeli ödemek zorunda. Dolayısıyla aynı büyüme, cari açık ve ithalat ile kur artışının çok daha yüksek olacağı aşikar.

Ekonominin dengesi böyle işliyor; cari açık arttıkça kurlar yükseliyor, kurlar yükseldikçe ister istemez içerideki üretim düşmeye başlıyor. Yani sıcak para akışının kesildiği
bir ortamda, büyümeyi sağlayacak ithalatı bu kadar yüksek oranlarda tutmanız mümkün değil.
Dolayısıyla büyüme rakamınız da otomatik olarak düşecek. Ne kadar KGF destekli kredi verip içerideki talebi büyütseniz de, bunun bir sınırı var. Daha fazla zorlamanız da pek olası değil.

Bunun nedeni ne derseniz, hep söylediğimiz; yapısal tedbirlerle Türkiye’nin üretim yapısının değiştirilmemiş olması, her açıdan dışa bağımlı ekonomik yapının sürmesi. Tekrar edelim; Türkiye’de ekonomi yönetiminin en büyük günahı; 2001’deki reformlarla gerekli altyapı oluşturulmasına rağmen, küresel iklim de uygunken, birkaç kez ayağımıza gelen yapısal tedbir fırsatını tepmesidir. Reformlara devam edilmemesinin, yani bu yönetimin günahının bedelini şimdi tüm halk olarak ödemeye başladık.

BÜYÜME DÜŞMEK ZORUNDA

Özetle; Aralık ayında açıklanacak 3 çeyrek büyüme rakamlarının ardından, artık aşağı gitmeye başladığını göreceğiz. O nedenle bu kadar yüksek rakamlara rağmen, yabancı kuruluşlar 2017 yılı büyümesini yüzde 5, buna karşılık 2018 büyümesini ise yüzde 3-3.5 oranlarında tahmin ediyorlar.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
TUSAF un ihracatının artması için rejim değişikliği istiyor 29 Nisan 2019 | 222 Okunma Faiz indirim beklentisi yine ötelendi 23 Nisan 2019 | 170 Okunma Huawei, 5G dahil ayrımcı olmayan politikalar istiyor 22 Nisan 2019 | 102 Okunma Beklentileri olumluya çevirmek 15 Nisan 2019 | 1.286 Okunma Tedbirler finans ağırlıklı 11 Nisan 2019 | 163 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar