Yeni ekonomi yönetimi ve öncelikleri
PİYASALARIN beklediği yeni Bakanlar Kurulu ve ekonomiyle ilgili bakanlar dün nihayet açıklandı. Açıklanan Bakanlar Kurulu ve ekonomiyle ilgili bakan isimlerinde ciddi sürprizler yaşandı.En büyük sürprizlerden biri yeni...
PİYASALARIN beklediği yeni Bakanlar Kurulu ve ekonomiyle ilgili bakanlar dün nihayet açıklandı. Açıklanan Bakanlar Kurulu ve ekonomiyle ilgili bakan isimlerinde ciddi sürprizler yaşandı.
En büyük sürprizlerden biri yeni konumuyla ekonominin başı kabul edilebilecek konuma gelen Hazine ve Maliye Bakanı’nda yaşandı ve Berat Albayrak bu göreve getirildi. Ekonomiyle ilgili diğer bakanlıklardan Ticaret Bakanlığı’na Ruhsar Pekcan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na Mustafa Varank’ın atanması da herkes gibi piyasalar için de sürpriz sayılabilecek atamalardı.
Berat Albayrak’ın konumu ve işlevi piyasaların geleceği açısından çok önemli olacak. Albayrak’ın Enerji Bakanlığı deneyimi biliniyordu ancak makro ekonomiyle ilgili görüşlerinin tam olarak bilindiği söylenemez. Bir başka açıdan bakılacak olursa, tüm bakanlıklar için geçerli tabi ama, makro dengeleri belirleyecek bu konumun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a tam uyumlu olarak çalışacağını söylemek mümkün. Piyasaların ilk tepki geçtikten sonra, yapılacak açıklamalar ve atılacak ilk adımları yakından takibe alması ve ondan sonra yeni ekonomi yönetimi hakkında karar vermesinin gerekeceğini söylemek yanlış olmayacak.
Aslında yeni bakanlardan bağımsız olarak bakıldığında ekonomide yapılacaklar ve önceliklerin belli olduğunu görüyoruz. Yeni ekonomi yönetiminin ilk görevinin yurt içi ve dışı piyasalarda Türkiye ekonomisine olan güveni yeniden kazandırmak olduğu da açık. Şimdi bakanların isimlerine göre piyasa kendine bir yol çizse bile, kısa süre içinde ekonominin geleceği açısından beklentileri atılacak adımlar ve alınacak kararlar belirleyecek. O nedenle kısa süre içerisinde ekonomiyle ilgili alınacak kararlar ve yapılacak tercihlerin kilit önemi olacak. Merkez Bankası’nın 24 Temmuz’daki toplantısında alınacak kararın da Bakanlar Kurulu’ndaki isimler kadar etkili olacağını dün belirtmiştik. Çünkü piyasalar Merkez Bankası’na faiz konusunda müdahale olup olmayacağını, alınacak karara bakarak değerlendirecekler.
MERKEZ’İN KİLİT KONUMU
Merkez Bankası bağımsızlığının ne kadar önemli olduğu dün Bakanlar Kurulu listesi açıklanmadan çıkarılan kanun hükmünde kararname ile ispatlandı. KHK ile Merkez Bankası başkan yardımcılıklarına atama için Başkan’ın önerisinin alınmayacağı, 10 yıllık deneyim şartının ve 5 yıl görevde kalma şartının kaldırılması piyasalar tarafından tepki gördü. Dün bu KHK yayımlanana kadar kurlarda ciddi bir geri geliş yaşanırken, KHK ardından kurlar yeniden artışa geçti ve TL kazancını geri verdi. Bunun yeni dönem için talihsiz bir başlangıç adımı olduğu söylenilebilir. Bu kararın Merkez Bankası bağımsızlığına müdahale olarak anlaşıldığı ve Kuruma ilişkin bundan sonraki adımların çok daha titiz biçimde izleneceği de açık.
Dün Bakanlar Kurulu açıklanmadan önce yaşanan bu gelişmeyi, yeni dönem için en kritik unsurun “güven” olacağının sağlaması olarak da değerlendirebiliriz. Bundan sonraki ilk adımlar da güven kazanılması açısından önemli olacak. Kısa dönemde güven sağlamanın ardından yeni ekonomi yönetiminin Türkiye ekonomisinde biriken kırılganlıkların nasıl aşılacağı, enflasyon ve cari açık başta olmak üzere, bozulan dengelerin onarılması adına neler yapacağının belli olması önemli olacak. Bu kapsamda da artık Cumhurbaşkanlığı tarafından sunulacak Bütçenin ortaya çıkmasıyla birlikte bundan sonra ekonomideki öncelikler daha açıklığa kavuşmuş, yerel seçimlerin ekonomideki dengeyi nasıl etkileyeceğine ilişkin ipuçları da alınmış olacak.