Bize çevrik Yunan füzeleri...

        Kuşatılıyoruz; ABD Suriye'de 11. üssünü kurdu, Rakka'da çok sayıda askerini ve modern silahlarını konuşlandırdı...        Suriye, ABD ve AB ülkelerinin cirit attığı bir ülke haline geldi.        PKK'nın uzantısı terör çetelerine her türlü silahı verirken el altından para yardımı da yapıyorlar. AB üyesi ülkeler, bizdeki sığınmacılar için vaat ettikleri yardımı göndermediler ama Suriye'deki terör çetesine insani yardım adı altına para dahil her yardımı gönderiyorlar...        * * *        PKK'nın uzantısı terör çetelerini beslemelerindeki amaç, Kuzey Irak Kürt Yönetimi'nin sınırından başlayarak Akdeniz'e kadar bir koridor açmak ve kurulacak devletin Akdeniz'e çıkmasını sağlamak. Kurulacak devlet Kürt Devleti adını taşıyacak...        Hedef sadece Akdeniz'e çıkılmasını sağlamak değil değerli okurlar. Bu vesileyle de Türkiye'nin güneyden kuşatılmasını sağlamış olacaklar...        * * *        Emperyal hevese dayalı plan işliyor. Aydın ve Muğla illerimizin sınırı içerisinde yer alan 18 adamızı AKP iktidarı,"AB'ye girmemizi sağlamak için çalışacaklar" diyerek Yunanistan'a verince,  Akdeniz- Ege yayında Yunan yerleşimi başladı. Hemen her adada askeri tesisler kuruldu, füze rampaları oluşturuldu, özel askeri birlikler yerleştirildi...        İlkokul, lise ve askeri okullar açıldı...        ABD ve Almanya, Yunan'a Patriot ve Stingerfüzeleri verdi. Böylece Ege, iyiden iyiye Yunan gölü haline geldi, Yunanistan da  alenen tehdit oluşturmaya başladı...        Doğuda başımızın belası Ermenistan bize karşı hem Rusya'dan, hem AB'den, hem de ABD'den destek alıyor...        * * *        Bu ciddi kuşatma karşısında ne yapıyoruz...        Atıp tutmaktan ve tehdit savurmaktan başka bir şey yaptığımız söylenemez. Kabadayılıkla kuşatmayı kırmanın mümkün olmadığını, konuyu uluslar arası zeminlere taşımak gerektiğini göremiyoruz.        Kuşatmanın planlamasını yapan ABD ve AB ile bunlara âlet olan Yunanistan, NATO dolayısıyla sözde müttefiğimiz. Ortak düşmana karşı ittifak halinde olanların birbirine düşmesi ve varlıklarını ortadan kaldırma niyetleri herhalde insani değildir, ahlâki de sayılmaz!        * * *        Aklımızı başımıza almak ve bu tür iğrenç hevesleri ortadan kaldırmak zorundayız. Ayakları yere basan, onurlu ve güçlü bir dış politika izlemeye çok fazla ihtiyacımız var. Dış politika da tek kişinin "Ben yaptım oldu" kafasına göre sürdürülemez.Bunların ikizi var anlaşılan        Yargının huzuruna çıkan fetöcülerin hepsi ağız birliği halinde, hepsi münkir...        Ne cemaati tanıyorlar, ne diğer hainleri...        Bylock da kullanmamışlar, iblisle de ilişki kurmamışlar; buyrun inanın..        Feto iblisi, hain müritlerinin bu şekildeki inkârından yüksünmüyor, çünkü "İnkâr edin" talimatı ondan, hainler de o yüzden ağız birliği halinde...        Demek ki hain feto için her yol mübah...        * * *        Kemal Batmaz darbenin sivil kanadından. 15 Temmuz günü darbecilerin karargâhı Akıncı üssünde 143.filo koridorunda çok sık görüldü; bir odadan çıktı, diğerine girdi, planlamalara katıldı. Bütün hareketleri kamerayla tespit edildi...        Darbenin mutlaka başarıya gideceğini düşündüğünden kameralardan ürkmedi. Başaramayacaklarını anlasaydı herhalde kameralardan uzak dururdu...       Deli dana gibi gezindiği de tespit edilemezdi...       Şimdi ise "O görüntülerdeki ben değilim" diyor...       Sizi tebessüm ettirecek bir şey söylüyorum, o değilse ikiz kardeşidir... Fiskeler       Herkes kendine mukayyet olsun. İYİ Parti Kocaeli İl Başkanı Haluk Ulusoy'un Devlet Bahçeli'nin helvasını yiyelim sözleri ayıptır, siyasal edepsizliktir. Genel Başkan Akşener'e ayak uyduramayacak varsa siyaseti bıraksın, İYİ Parti'de böyleleri olmamalı, herkes ağzının dümenini bilmeli. Bir yandan ağzı bozuk AKP ve CHP'ye, hatta MHP'ye kızacaksın, bir yandan da onlara benzeyeceksin. Siyasette bu paradoksa yer olmamalı...       * * *       Esip gürlüyorlar, hepsi o...Yeniden "Terör örgütlerini kaynağında yok edeceğiz" diye kükremeye başladılar. İnsanın  "Eee be birader, bugüne kadar neden yapmadın da o kadar şehit vermemize ve milyonlarca lira harcamamıza sebep oldu" diyesi geliyor...       * * *           Erdoğan'ın gözden çıkarıp kenara koyduğu eski İçişleri Bakanı Efkan Ala, kendisi gibi gözden düşüp kapının dışına konulan İ. Melih Gökçek'i evinde ziyaret etmiş... Ne konuştukları bilinmiyor... Birbirlerine dert yanmış ve Erdoğan'a karşı içeride bir cephe açmayı görüşmüş olabilirler... Siyaset sahnesinde her şey mümkün...       * * *       Hasan Akar Atatürk'e, anasına, babasına, bacısına dil uzatan tiplerden biri. Kaçtı sonunda yakalandı, yargılandı, 6 yıl 2 ay hapis cezası aldı. İçeride yatıyor sanıyorduk, meğer hakkında verilen karar bozulmuş, tahliye edilmiş... O çıktı ama tarihçi geçinen diğer saldırgan Mustafa Armağan 1 yıl 3 ay hapis cezası aldı, cezası ertelenmedi, yatacak. Pişman değilse sövgülerine içeride devam edecek...