Bu kaçıncı ortak hareket

Dün de iftar yemeğinden sonra bir bölük askerde daha zehirlenme alâmetleri görüldü. Kastamonu'daki Jandarma Er Eğitim Alayı'ında eğitim gören askerler tedavi altına alındı...        Manisa'da da üç ayrı zehirlenme olayı yaşandı. Askerin yemeğini üreten firmayla ilişki kesildi. Meğer firma sahibi AKP'li vekil Haluk İpek'in yakın arkadaşıymış. İhale bu yakınlık sayesinde o adama verilmiş...        Konuyu CHP'liler Meclis'e getirmek istedi ama iktidarın bekçisi MHP de AKP gibi bu isteğe karşı çıktı...        Dayanışmaya bakın...        Bu bilmem kaçıncı ortak hareket...        * * *        Kuşadası'nda da bir ana okulunda çocuklar da zehirlenmiş, öğretmenler de...        Çocuklara tavuk yedirmişler; Manisa'da da askerlere hindi yedirdiler. Sıcak günlerde tavuk ve hindi eti hijyenik koşullarda saklanmazsa bakteri üretir, işte böyle zehirlenmelere de yol açar...        Bu zehirlenme olaylarının ardında başka nedenler olduğunu sanmıyorum...        Bu saatten sonra asker yemeğini, kendi mutfağında üretemez mi...        Üretebilir diyorlar, öyleyse başlamak lâzım!        Adalet deyince yalakalar kapıştı------------------------------ ------------        Adalet yürüyüşü devam ediyor...        Hem de halkın desteğiyle...        Bu yürüyüş, yandaş kalemleri de birbirine düşürdü. Tam yalaka olanlarla "Yarın benden de hesap sorulur" diyerek sinmeye çalışan yarım yalakalar kapıştı, hem de yandaş gazetenin göbeğinde...        Kekeme olan "15 Temmuz'daki rezil darbe girişimini unutturmak için elinden gelen her melâneti sergileyen Kılıçdaroğlu'nun direncinden nasıl bir haklı adalet talebi yükseliyor olabilir" diye soruyor...        Vah zavallı vah...        Kekeme bunu nasıl oluyor da göremiyor; yargıya ve sokaklara baksa, kulağını açıp yurttaşın şikâyetini dinlese yaygın hale gelen haklı adalet talebini de görür, yükselen sesi de duyar!        Bu ifadeyi de yandaşa takviye olsun diye kullanmış olmaktan utanır; tabii kırıntı mesabesinde de olsa arlanma duygusuna sahipse...         * * *         Bakan da şöyle diyor:         -Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz...        Halk da soruyor:        -AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan da mı?        Aslında yargı mensuplarına laf söyleyen kimse yok; herkesin lafı, yargı kurumunu siyasallaştırmaya kalkanlara...        Herhangi bir davaya ilişkin olarak biri çıkıp "Bu davanın avukatıyım, savcısıyım, yargıcıyım" derse ne düşünürsünüz. Böyle bir çıkış yargıya müdahale işareti değil midir...        Başlatılan adalet yürüyüşünde bir amaç daha var; o da yargıyı kendi çizgileri içerisinde bırakmak, aksine girişimlere müdahale edilmesini sağlamak...        Bunun neresi kötü!        * * *        Adalet neden yerli yerini bulmuyor anlayın artık!    Partinin posasını çıkardılar------------------------------ -------         MHP'li 700 delegenin istediği değişim sürecinin önü yargı tarafından kesildi...         Hayırlısı...         Bu vesileyle boksör eskisi Cemal Enginyurt'u da tebrik ederim (!)...         Davacı olarak iyi bir ayak işçisi olduğunu gösterdi ve MHP'nin üye, delege, seçmen ve değerli isimleri kaybetmesinde önemli rol oynadı...         Lidere sadakat da bu kadar olur...         * * *         Parti içi dikta uygulaması ve diktatör olur mu?         Olmaz mı?         MHP'nin posasını çıkaran adama ve tuttuğu yola bakarsanız, parti içi dikta ve diktatör olur mu olmaz mı kolayca karar verebilirsiniz...         ANLAMLI SÖZLER------------------------------ ------         Obur bir iktidar hazımsızlıktan ölür.- (NAPOLEON)