Lafımızı yutacak mıyız...
MEĞER medyada diplomat geçinen ne çok kalem varmış... Barzani dayatması referandum bölge gündemine düştükten itibaren ahkâm kesmeyen kalmadı. Yığınla insan stratejist...
MEĞER medyada diplomat geçinen ne çok kalem varmış...
Barzani dayatması referandum bölge gündemine düştükten itibaren ahkâm kesmeyen kalmadı. Yığınla insan stratejist, yorumcu, gözlemci ve bilgiç kesildi...
Ortalıkta döndürülüp dolaştırılan saçmalıklardan geçilmiyor; referandum konusunda herkes kendince doğru saydığı yorumlar yapıp sonuçlar çıkarınca konu da iyice sulanmış oluyor...
Oysa durum, yorum yapmaya uygun değil. Herif dediğini yaptı, sandığı Kürtler'in önüne koydu, istediği sonucu da aldı..
Asıl mesele, bütün bunlara karşılık ne yapacağımız ve nasıl bir tavır takınacağımız...
O belli değil...
Galiba lâflarımızı yalayıp yutacağız!
* * *
Irak'ın toprak bütünlüğünden yanayız, amenna...
Peki bunu sağlayacak çıkışımız ne olacak....
Erdoğan'n dediği gibi bir gece ansızın Kuzey Irak'ta olur muyuz; Mehmetçik, komşunun toprağına ayak basar ve 75 kilometre derinliğe kadar girer mi; "Hayyt referandum filan yok, dağılın lan" der miyiz...
Sanmıyorum, bu beyan da diğerleri gibi lafta kalır, göreceksiniz kalacak da.....
* * *
Yıldırım "Yurttaş rahat olsun, savaşa filan girmiyoruz" diyerek savaş gibi tehlikeli bir hevesimiz olmadığını beyanla herkesi rahatlatmaya çalışıyor... Demek ki iktidar hem yapamayacağını söylemiş, hem de "Referandum savaş sebebidir" diyen yakın desteği Bahçeli'yi sallamamış oluyor...
Anlayacağınız, bestesi Rüştü Şardağ'a, güftesi Ümit Yaşar Oğuzcan'a ait şiirdeki "Bir gece ansızın gelebiliriz" nakaratı da lafta kalmaya mahkûm ediliyor...
Garabete bakın, bütün bunlara rağmen içimizden "Barzani yargılansın" diyen de çıkıyor...
* * *