Mühürsüz hukuk

        Prof. Kemal Gözler'in "Referandumdan önce, Referandumdan sonra" adlı yeni yayınlanan kitabını okuyanlar ülkedeki temel sıkıntının hukuksuzluk olduğunu ve ortamın bu nedenle bozulduğunu anlayacaktır...        Hukukun olmadığı yerde adalet olmaz; adaleti sahiplenmeyen siyasal yapılar da bulundukları yerlerde duramaz...        Olan da devlete ve millete olur...        * * *        Referandumun sonucu, hukukun olmadığını ve yasaların da önemsenmediğini gösteriyor. Yüksek Seçim Kurulu mühürsüz oyları geçerli sayarak bu halk oylamasına gölge düşürmüş ve onu geniş bir kitle nazarında şaibeli konumuna getirmiştir...       Oysa 5980 sayılı yasanın 101. maddesindeki hüküm açık ve net...       Madde, "Arkasında sandık kurulu mührü bulunmayan oy pusulaları geçerli değildir" diyor...       Bu açık ve net hükme karşılık YSK ne yaptı; kararını bu maddeye dayalı olarak değil, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3. maddesi ve anayasanın 67. maddesine dayanarak verdi, mühürsüz pusulaları geçerli saydı...       Böylece bir hukuk kuralı, başka bir hukuk kuralıyla yok sayıldı...       Hukuken irdelenmesini gerektiren bir gelişme...       Değerli okurlar, Prof. Gözler'in bu kitabı bir rehber eserdir...       Bu eser, hukuku ve adaleti kendi siyasal çıkarlarına göre yorumlayanların peşinden gidenleri bilinçlendirecek ve hepsini, yürüdükleri yanlış yoldan ters yüz edecektir.       Kitabı Ekin, Basın Yayın ve Dağıtım şirketi bastı. (0244) 2492320 numaralı telefondan istek yapabilirsiniz...  Düpedüz abluka işte...---------------------------       Abluka mı, boykot mu?       Bir grup Müslüman ülke, ABD'nin liderliğinde Katar'a karşı takındığı tavrı sürdürüyor. Bu oluşumun mimarı kuşkusuz Trump!       Katar'ın eli kolu bağlandı ve ülke kıpırdayamaz hale getirildi. Yapılanın adına da fazla tepki almamak için boykot denildi...       Oysa Katar'ı ablukaya aldıkları meydanda. Karada bulunan tek sınır kapısı Suudiler tarafından kapatıldı. Deniz ve hava ulaşımı da yasaklandı. Ülkenin dış dünyayla ilişkisi kesildi. Sadece insani yardım malzemesi nakline izin veriliyor...        Bu abluka kardeşlik bağlarına, İslami ve insani prensiplere, değerlere, uluslararası hukuka ve insan hakları sözleşmesinin maddelerine aykırı değil mi?        Bütün bunları bir grup Müslüman ülke, emperyal egemenlik peşindeki Müslüman olmayan bir ülkenin doldurmasıyla nasıl oluyor da üstleniyor...        Katar'ın terör destekçisi bir ülke olduğunu kafalara sokan Washington, ülkesinin YPG , PYD, PKK gibi terör çetelerini DEAŞ adındaki terör çetesini üzerine saldığı ve bu kavgadan çeşitli çıkarlar beklediğini unuttuk mu sanıyor...        * * *        Bu abluka nereye kadar gider?        ABD'nin dünyanın egemeni olmak heves ve hırsı biliniyor. Arap Yarımadası'nda yaşanan fiili durumu uzun süre devam ettirmek isteyebilir. Bölgenin petrol ve doğal gaz zenginliğini ablukayla ele geçirmeyi düşündüğünden, başlatılan uygulamayı tez elde sonlandırmaya niyetli olmadığı kanısındayım.        Yanılıyor muyum acaba!        AKP'nin çilingirden farkı yok---------------------------------------        Şimdi de Meclis İç tüzüğü gündeme oturtuldu...        AKP Genel Başkanı'na göre mevcut iç tüzük Meclis'in çalışmalarına engel oluyor.        40 yıldır Meclis'in tıkır tıkır çalışmasını sağlayan, bugün beğenmediğimiz o iç tüzük değil mi... Aynı iç tüzük çalışmaları nasıl engelliyormuş onu nedense söyleyen yok...         Meclis ağır aksak çalışıyorsa bunun müsebbibi yasamayı da ele geçirmiş olan iktidar partisi değil mi? İşine geldiği zaman yanına Bahçeli'nin partisini alıp yasamanın saat gibi işlemesini sağlamıyorlar mı? İç tüzük bir tür engelleme aracı olsaydı anayasa değişikliği Meclis'ten çıkar mıydı...         AKP, her kapının tokmağına yapışmak ve hepsinin anahtarını elinde bulundurmak isteyen çilingir havasında... İç tüzük değişirse gelsin yeni bir anahtar daha; açılmadık kapı bırakmamak niyetindeler! ANLAMLI SÖZLER--------------------------------------         Siyaset, sezdirmeden değişme ve değiştirme sanatıdır. (André MAUROİS)