Yasadan ne haber

      En kolay oturma izni veren ülkeleri sıralamışlar, aralarında biz de varız...      Sıralamada Almanya, Fransa, İtalya ve AB ülkeleri var, İngiltere var, Malta Adası bile var ama ABD ve Rusya yok. Nedenini anlayamadım... Rusya yok ama Sovyet döneminde Moskova'ya bağlı olan Letonya var, Bulgaristan var, Romanya var... Hangi şartlarda oturma izni verdikleri anlatılıyor...      En zor oturma izni veren ülke Türkiye...      Bir yabancı, ülkemize yerleşmek isterse yasalarımıza göre mutlaka 1 milyon dolar değerinde bir taşınmazı edinmek zorunda... Üstelik bu taşınmazı 3 yıl satması yasak.      Bu kadar değil, devamı var...      1 milyon dolarlık taşınmazı aldı mı, 2 milyon dolarlık sabit sermaye yatırımı yapması da lazım. Birini yapıp diğerini yapmamak kişiye oturma izni verilmesine yetmiyor...      * * *      Ülkemizde 3 milyon 135 bin Suriyeli var. Bunların arasında iş kuranlar, dükkân açanlar mevcut, bir kısmı da yurttaşlık başvurusu yapmış durumda. Bundan böyle Türkiye'de oturmak ve yaşamak istiyorlar...      Peki oturma izni isteyen kaç Suriyeli 1 milyon dolar değerinde taşınmaz aldı ve 2 milyon dolar sabit sermaye yatırımı yaptı, belli değil, hatta muamma, belki de yok...      * * *      Sokaklarımıza bakınız, Afrikalı ve Orta Asyalı insanlarla dolu. Çoğu işsiz, kaçak çalışanlar var, az ücretle yetiniyorlar... Bunların kaçı sıraladığımız yasal şartları yerine getirdi acaba...      Hatırlayacaksınız, "Ülkeyi dingonun ahırına çevirdiniz, yapmayın, bu işi sıkı tutun, Türkiye yol geçen hanı değil" demiştim, duvarlara söylemişim...      * * *      Yasalarımız var ama uygulamama inadımız da...Barzani durup dururken kaşındı      Barzani, halkına rezil oldu; temelsiz siyaseti yüzünden Kerkük'te yedi tokadı, oturdu aşağı...      İKBY Referandum ve Seçim Komisyonu, bağımsızlık yolunda başkan ve milletvekili seçimini askıya almak zorunda kaldı...      Halkın tepkisi dinsin diye bir süre beklenecek...      Seçimler erkene alınsaydı İKBY de, yerel parlamento da karışırdı; o ihtimal hâlâ sürüyor; Barzani taraftarlarıın bir kısmı, ölen cumhurbaşkanı Talabani'nin Kürdistan Yurtsever Partisi saflarına kayıyor...      Kuzey Irak'ta dengeler bozulabilir, yeni güçler ortaya çıkabilir...      * * *       Önemli günlerin başındayız; Irak yönetiminin Barzani'yi hedef alan politikasında köklü değişim bekleniyor. Federal devletin Barzani'nin öngörüleri yönünde oluşması da suya düşmüş durumda...      Kuzeyde de dizginler Başbakan İbadi'in (Abadi) ellerine geçti.      * * *      Barzani de, bazı liderler gibi hırs ve ihtiras sahibi; iktidarda kalmak için halkın onaylamadığı işler yapmaktan vazgeçmiyor. Irak medyası Barzani'nin öteden beri abuk işler yaptığı konusunu işlemeye başladı. Erbil'de ona şaklaban diyen yerel siyasetçiler var...      Sözümüzü dinleseydi, Türk Kerkük'ün demografik durumunu bozmaya kalkmasaydı ve PKK ile ortaklık yapmasaydı perişan duruma düşmezdi...      Şimdi, kumda oynasın da ayağına çöp batmasın!O ne derse harfiyen yapıyorlar      Müftülere nikâh kıyma imkânı tanıyan hüküm, torba yasayla çıktı...      Ne demişti Erdoğan, "Olmaz" diye tepki gösterenlere, "İsteseniz de, istemeseniz de Meclis'ten çıkacak" demişti...      Bildi vallahi...      Bundan böyle müftüler çiftleri evlendirebilecek...       Laik bir ülkede bu uygulama çağdaş mı, değil mi düşünün...      * * *      Başbakan Yardımcısı Bozdağ herkes gibi beni de hayretlere sevk etti; "Hıristiyan ülkelerde papazlar nikah kıyıyor, bizde müftüler neden nikâh kıymasın" dedi... Kıysınlar da, hülle nikâhlarla sakın kadınlara kıymasınlar. Aksi halde toplumda yeni bir yara açılmasına neden olurlar...      * * *      Bozdağ'a da hatırlatayım, Batı'da resmi nikah kıyılmadan kilise nikah kıyılmasına izin vermez... Elinde resmi nikah belgesi olmayana dini nikâh da uygulanmaz... Bir de şunu sorayım, Erdoğan'ın sözleri Meclis'i ipotek altına alma girişimi değil midir, Bozdağ hukukçudur, herhalde cevap verir...    FİSKE      "Türkçülük bölücülüktür" diye buyurmuş... Din üzerinden siyaset yaparken ikide bir "Benim kızım, askerim, memurum, gencim" filan demek bölücülük değil mi!?