Seni çok özleyeceğiz

“Babalar, anneler, birer okul olun. Okul artık sizsiniz. Çocuklarınıza laik Cumhuriyeti, Cumhuriyet sevdasını, Cumhuriyet devrimlerini öğretin. Mustafa Kemal’i anlatın. Unutmasınlar” demişti Bekir Coşkun. Sadece insanın değil, yuvasız kuşun, sahipsiz köpeğin, baltanın hedefindeki ağacın, çiçeğin, böceğin, hakkı ve hukuku için mücadeleyle geçti ömrü. Dağları, ovaları, ırmakları, denizleri ve insanı anlattı bıkmadan. Seni çok özleyeceğiz kelimelerin efendisi. Bir güzel insanı daha kaybettik. Onuncu Köy’den köyüne göçtü. Giderken de, “Güz hüzün mevsimidir. Bu ayrılıklar bana göre değil. Elimde beyaz mendil, peşlerinden koşup, ‘Ağlamayın’ diye diye tüm ıslak gözleri silesim gelir” diyerek. Atatürkçüler, Cumhuriyetçiler, başımız sağ olsun. Işıklar içinde uyu sevgili dostum.

Korkuyorum vallaEvet, korkuyorum. Süper 65’li ama, klinik vaka olmamama rağmen. Aylardır tam bir Covid-19 mahkumuyuz. Çıkmayı gerektirecek bir durumda da çift maske kullanarak, kimseye yaklaşmayarak ama yetmiyor. Akşamları, Fahrettin Koca tablosu var ya, her şeyi bitiriyor. Onun dışında artık Bilim Kurulu üyeleri de konuşmaya başladı. Gerçekleri söylüyorlar. Covid savaşımıza hep iyimser bakan Osman Hoca (Müftüoğlu) bile artık pes etti. “İşler iyi gitmiyor” dedi. Çünkü iş, siyaset, spor ve medya dünyasında her gün, hem de beşer beşer Covid pozitif açıklamaları rutin olmaya başladı. Rakamlar ve yaşananlar, ürküten boyutlara ulaştı. Hâlâ bir umursamazlık var toplumda. Beni korkutan da bu. İstanbul’daki vaka sayılarının Türkiye’nin yüzde 40’ına ulaştı. Avrupa’ya bakın. Tam bir panik içindeler. Bizdeki ‘tedbir’, Sağlık Bakanı’nın dilinde her akşam ama oralarda fiiliyatta. Vaka rekorları kırılınca başa döndüler. Herkes “2. dalga geldi” diyor. Neyse ki vefat sayıları daha düşük. İnşallah daha da düşer. Düşer de Covid Dünya Savaşı’nda galip tarafta yerimizi alırız.Ovalı Hoca ses verCovid-19’la tanışmamızın ilk aylarında aşı lafları edilmeye başlayınca dünyada...