Bu topa seyirci gelmez!
Mustafa Denizli ile beraber Galatasaray inanılmaz bir futbol oynamaya başladı! Verkaçlar, şutlar, oyun hakimiyeti, pres, rakibe boş alan bırakmama, oyuna hakim olma, topu devamlı ters yönlere çevirme, bol ver-kaç ve şut......
Mustafa Denizli ile beraber Galatasaray inanılmaz bir futbol oynamaya başladı! Verkaçlar, şutlar, oyun hakimiyeti, pres, rakibe boş alan bırakmama, oyuna hakim olma, topu devamlı ters yönlere çevirme, bol ver-kaç ve şut... Hepsi vardı! Hakem devamlı Galatasaray'ın aleyhine çalışıyordu. Ama Galatasaraylı futbolcular hakemi de Bursaspor'u da 3-0 gibi net bir skorla yendiler.
Maçı seyretmeyen seyirciler, okuyucular yazının bu kadar kısmını okuyunca "Helal olsun be" diyecekler. Demek ki özlenen Galatasaray geldi, geri döndü! Veya renkli gözlükle seyredenler, yukardaki cümlelere "evet" diyebilirler.
Teknik direktörsüz bir Bursaspor sahada... Maç başlıyor, oyunun her tarafında onlar var. Josue diye bir oyuncu oynuyor; resmen orkestra şefi. Hem yeşil-beyazlıları idare ediyor hem de sarı kırmızılıları devamlı olarak güç pozisyonlara sokuyor. Ama bu Bursaspor bir türlü golü atamıyor. İstanbul'da üç büyüklere karşı oynuyorsanız puan alacaksanız en az iki gol atmak zorundasınız.
İkinci yarı başlıyor, gene aynı. Podolski diye bir oyuncu çıkıyor sahneye, attığı golle hem Bursa'yı değiştiriyor hem maçın skorunu. Peki Galatasaray 3-0 galip nasıl oynadı? Sadece ikinci yarı biraz mücadele ettiler. Bir tek attıkları üçüncü gol yapılış açısından güzeldi. Galatasaray'da Hakan Balta'yı Denizli sol beke aldı. Hakan Balta stoperde idare ediyordu. Enerjisine tecrübesini de katarak kontrollü harcıyordu. Sol bekte aynı ritimde oynaması zor. Nitekim Bursaspor bu bölgeyi yol geçen hanı yaptı. Galatasaray'ın orta alanı da iyi değil.