Gençlerine güvenmeyen gelecekten bahsedemez
Engellilerimizin, kadınlarımızın milletvekili olmalarının önünde hiçbir mani olmamasını, bir türlü Meclis'te yeterli sayıda temsil edilmelerini sağlayamasak da sevgiyle, sevinçle, takdirle...
Engellilerimizin, kadınlarımızın milletvekili olmalarının önünde hiçbir mani olmamasını, bir türlü Meclis'te yeterli sayıda temsil edilmelerini sağlayamasak da sevgiyle, sevinçle, takdirle karşılıyoruz. İyi de yapıyoruz, bir an önce Meclis'imizde engellilerimizin ve kadınlarımızın artması için gerekli tedbirleri de almalıyız. Ama aynı hissiyat ve düşünceleri 18-25 yaş arasındaki gençlerimiz için dile getiremememiz, onların seçme ve seçilme haklarının anayasal teminat altına alınmasına karşı çıkmak için kırk dereden su getirmeye çalışmamız anlaşılır gibi değil. Neymiş, onlar daha askerlik bile yapmamışlar, ebeveyn parası yiyorlarmış. Neymiş, beyinleri hormonların etkisi altındaymış. Neymiş, şimdiki gençler çok bencilmiş, dünyayla, memleketle ilgileri yokmuş… Bilimsel olarak gerçekler nedir araştırılmadan bazı kötü misaller gösterilerek gençlere karşı önyargılı birkaç cümle tekrarlanıp duruluyor.
Demokrasilerde akıl baliğ olan herkese siyaset ve Meclis yolunun açık olması prensibinin tartışma götürür bir yanı bulunmuyor. Zaten var olan bir hakkın sahiplerine iadesi söz konusu sadece. Seçilme yaşı, 30'dan 25'e inince sadece 5 gencimizin Meclis'e girdiği gerçeği önümüzde. 18-25 yaş grubumuzun da seçilme haklarını elde etmeleri halinde, yine ancak 3-5 gencimizin Meclis'te yer alabileceğini, bu teklifin anayasallaşmasının en büyük getirisinin ortalamada daha genç, daha aktif bir Meclis olacağını adımız gibi biliyoruz. Aman nedense ayak diriyoruz. “Nedense” dediğime bakmayın, bu direncimizin psikolojik olduğu besbelli.
Emre Mor oğlumuzun futbol yeteneğine bakıp dudak ısırmamak mümkün mü? Son YGS'de dört puan türünde tüm soruları yaparak birinci olan kızımız Bingöllü Ahsen Zeynep Kaya'nın müthiş başarısına hepimiz gıpta etmedik mi? 18-25 yaş arasındaki gençlerimizin hemen her alanda bizi kolayca alt edeceklerini bildiğimiz halde tuhaf sebepler öne sürerek anayasal haklarının karşısına dikilmemizin psikolojik direnç dışında bir gerekçesini göremiyorum…
Gençlerimize güvenmiyoruz, o kadar güvenmiyoruz ki, onları da kendilerine güvensiz hale getirdik. Gençlerin bazıları da “Benden vekil mi olur?” dediğinde içim sızlıyor. Senden olur ya da olmaz, ama hür ve eşit vatandaşlığın göstergesi olan bu hakkın bilincine varılmamış oluşun kara kara düşündürücü. Yıllarca “Türklerden adam olmaz” dediler sonra da “Bizden adam olmaz” dedirttiler bize, bu kara örtüyü ancak atıyoruz üstümüzden. Meğer bu süre zarfında bize yapılanı, biz de gençlerimize yapmışız. Bütün mesele, bu…