“İlk adımı yine ‘biz’ atmalıyız!”
Sevgili İsmail Kılıçarslan kardeşimin “uzlaşma” sözüne neden bu kadar sinir olduğunu, dostum Haşmet Babaoğlu'nun “merkez siyaseti” söyleminden niye hazzetmediğini anlıyor, kendilerine hak veriyorum....
Sevgili İsmail Kılıçarslan kardeşimin “uzlaşma” sözüne neden bu kadar sinir olduğunu, dostum Haşmet Babaoğlu'nun “merkez siyaseti” söyleminden niye hazzetmediğini anlıyor, kendilerine hak veriyorum. Okuyucumuz, 13 yıl önce başlayan büyük değişimi durdurmak, önüne geçmek, tersine çevirmek isteyenlere, koalisyonculara, kutuplaşma söylemlerine karşı tavrımıza aşinadır. Buna rağmen 1 Kasım Seçimi sonrası, bu muhalefetten bir şey çıkmayacağı, Türkiye'nin yoluna artık “hâkim parti” olan Ak Parti'yle devam edeceği anlaşılınca, hem siyaseten hem psikolojik bakımdan normalleşmemizin sağlanması açısından farklı bir tavır ve söylem gerektiğini düşünüyorum. Gazetemizin başlattığı “Başka Türkiye yok!” kampanyasına seçim öncesinde bir destek yazısı yazmamamın nedeni, asla istemediğimi defalarca beyan ettiğim “CHP ile koalisyon”dan yana olduğum şeklinde bir izlenim doğabileceğiydi. Oysa bazı isimlere daha ilk günden imza attırılması dışında, bu kampanya doğruydu.